 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1990/6967
K. 1990/7825
T. 4.6.1990
* İPTAL VE TESÇİL DAVASI
* HARİTAYA DAYANAN TAPULARIN SINIRI
ÖZET : Haritaya dayanan tapuların sınırı plan ve arz üzerine konulan
işaretlerle saptanır. Plandaki sınır ile arz üzerindeki sınır birbirini
tutmazsa asıl olan plandaki sınırdır.
(743 s. MK. m. 645) (3402 s. Kadastro K. m. 20)
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tesçil davası sonunda, Yarel
Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar yasal süresi içerisinde
davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Dava, tapuya dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar da tapu ile
karşı çıkmışlardır. Mahkemece, yanların parsellerine revizyon gören tapuların
miktarının, çapların alanından daha az olduğu gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir. Ne varki, tarafların dayandıkları tapuların uygulanmasına
ilişkin keşif ve soruşturma hüküm kurmaya, kesin sonuçları almaya ve yanlar
arasındaki uyuşmazlığı çözmeye yeterli değildir.
Şöyleki, davacının dayandığı ve adına kayıtlı 318 ada, (17) nolu parsele
revizyon gören 25.9.1961 tarih ve 126 nolu tapu, senetsizden tescil ilamı ile
oluşturulmuştur. Yine, davalıların tutunduğu ve adlarına tesbit edilen 318
ada (16) nolu parsele yenilenen 28.6.1963 tarih ve 101 sayılı tapu ise (1950)
yılında, senetsizden belediye adına oluşturulup ihale ile satıştan
edinilmiştir. Her iki tapunun da, dayanağı haritaları yada krokilerinin
bulunması olasıdır. Medeni Yasanın 645 ve Kadastro Yasasının 20. maddesine
göre, haritaya dayanan tapuların "sınırı" plan ve arz üzerine konulan
işaretlerle saptanır. Plandaki sınır ile arz üzerindeki sınır birbirini
tutmazsa asıl olan plandaki sınırdır. Mahkemece, bu yasal kural gözetilmemiş,
tapuların dayanak krokileri soruşturma konusu yapılmamıştır.
Ayrıca, yerel bilirkişinin (tapu bu yere uyar, tapuda yazılı sınırlar burada
vardır) gibi soyut içerikli sözleri tapuların kapsamını belirlemeye yeterli
olamaz.
O halde, yanların dayandıkları tapuların harita yada krokilerinin merciinden
getirtilip, tapu fen memuru yetki ve yeteneğine sahip uzman bilirkişiler
aracılığıyla çekişmeli yere uygulanması ve uygulama sonuçlarını yansıtacak
açık, kesin nitelikte ölçekli krokili rapor alınması, harita ve kroki yoksa
çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kimseler arasından birden fazla seçilecek
yerel bilirkişiler aracılığı ile yeniden uygulama yapılması, yerel
bilirkişilerin gösteremedikleri sınırlar olursa yanlara tanık dinletme
olanağı sağlanması, uygulama sırasında komşu kayıtlardan da yararlanılması,
bilirkiş ve tanık sözlerinin böylece denetlenmesi, aykırılık varsa
giderilmesi, uzman bilirkişiye de keşfi izlemeye, infazı sağlamaya elverişli
kroki düzenlettirilmesi, gerekir. Açıklanan bu kurallar doğrultusunda
yapılacak uygulama sonucunda, taraf tapularının dava konusu yeri çevirip
çevirmediği açık yön kalıp kalmadığı, kesin biçimde ortaya çıkarılmalıdır.
Noksan soruşturma ile yetinilerek aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere
hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü
ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince
(BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.1990
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|