 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/6807
K. 1991/860
T. 31.1.1991
* İSTİCVAP
ÖZET : Kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispatla
yükümlüdür. Buna göre ispat yükü kural olarak davacıya düşer. Davacı,
davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmekle yükümlüdür. Davacı bunu ispat
edince bu defa davalı savunmasını dayandırdığı vakıaları ispat edecektir.
İşte yargılamanın bu safha ve aşaması sırasında çıkan aydınlanmaya muhtaç
konuların, aydınlanması amacıyla isticvaba müracaat edilmelidir.
Davacıya, davasını ispat olanağı tanınmadan yargılamanın ilk oturumunda davada
ileri sürülen ve davacı tarafından ispat edilmesi gerekli iddialar yönünden
isticvap davetiyesi çıkarılarak davalının gelmemesi nedeni ile ve başkaca hiç
tahkikat yapılmadan salt isticvap davetiyesi esas alınarak davanın kabulüne
karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(1086 s. HUMK. m. 280/11, 230) (743 s. MK. m. 6)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün
süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya
incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı; kira alacağı, cezai şart, kiralananın hor kullanılmasından doğan
zarar, elektrik ve su borcu olarak toplam 13.044.000 TL. alacağın davalı
kiracısından tahsilini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılamaya da gelmemiştir.
Mahkemece gönderilen isticvap davetiyesine rağmen davalı gelmediğinden davanın
kabulüne karar verilmiştir.
1- Mahkemece, ilk oturumda davalıya isticvap davetiyesi tebliğine karar
verilmiş, ikinci oturumda da isticvaba uyulmadığından davanın kabulüne karar
verilmiştir.
2- İsticvabın konusu dava ile ilgili belli vakıalardır (HUMK. m. 280/II).
Özellikle isticvap muğlak, müphem ve aydınlanmasına ihtiyaç görülen
durumlarda mümkün görülebilir. Böylece davacı veya davalının savunmasının
açıklanmasına çalışılır. Kanunun isticvaptan arzuladığı esas amaç bu
olmalıdır. Bu nedenle isticvap başlı başına bir delil olarak kabul edilemez.
Kanun aksini emretmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispatla yükümlüdür
(MK. m. 6). Buna göre ispat yükü kural olarak davacıya düşer. Davacı,
davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmekle yükümlüdür. Davacı bunu ispat
edince bu defa davalı, savunmasını dayandırdığı vakıaları ispat edecektir.
İşte yargılamanın bu safha ve aşaması sırasında çıkan aydınlanmaya muhtaç
konuların, aydınlanması amacıyla isticvaba müracaat edilmeli, az yukarıda
açıklanan ispat kurallarını zedelemeye ve ortadan kaldırmaya yol açacak
biçimde kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Aksi durumda kendisine davada
ispat yükü düşen taraf karşı tarafın isticvap edilmesiyle bu yükümünden
kurtulmuş olur ki usul hukuku hükümleri ve sistemi bunu üstün görmez.
Hal böyle olunca, davacıya davasını ispat olanağı tanınmadan yargılamanın ilk
oturumunda davada ileri sürülen ve davacı tarafından isbat edilmesi gerekli
iddialar yönünden isticvap davetiyesi çıkarılarak davalının gelmemesi nedeni
ile ve başkaca hiç tahkikat yapılmadan salt isticvap davetiyesi esas alınarak
davanın kabulüne karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Mahkemece, davacının delilleri usulünce tahkik edilerek sonucuna göre karar
verilmek gerekir.
3- İsticvap davetiyesi içeriği ve şekli itibariyle de Usulün 230. maddesine
uygun olarak düzenlenmemiştir. Bu eksiklik kabul biçimi bakımından bozma
nedeni sayılmıştır.
4- Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik
incelenmesine gerek görülmemiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına
(BOZULMASINA), istek halinde peşin harcın iadesine, 31.1.1991 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|