 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1990/5966
K. 1990/6122
T. 4.5.1990
* KARAR DÜZELTİLMESİ İSTEĞİ
* TESÇİL
ÖZET : Ayni haklar tesçil ile doğar. Mülkiyet hakkının tesçil ile doğabilmesi
için tesçilin geçerli bir hukuki sebebe dayanması zorunludur.
Dayanak idari işler, idari yargı yerinde iptal edildiği takdirde tapu
kütüğündeki tesçil hukuki sebebini kaybeder.
Olayda, tapu kütüğündeki tescilin dayanağı işlemi iptal eden ve tescili
sebepsiz bırakan karar İdare Mahkemesi tarafından verilmiş ve karar kanun
yollarına başvurularak ortadan kaldırılmış değildir. Sözü edilen idari yargı
kararı halen hukuksal varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle, yerel mahkemece
kurulan hükmün onanmış olmasında bir isabetsizlik yoktur.
(1086 s. HUMK. m. 440)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Adana Birinci Asliye Hukuk
Ha-kimliği)nden verilen 26.5.1988 gün ve 1025-548 sayılı hükmün onanmasına
ilişkin olan 5.12.1988 gün ve 10326-13757 sayılı kararın düzeltilmesi
süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi,
gereği görüşülüp düşünüldü:
Davaya konu taşınmaz mallar, davacı Kuvai Milliye Mücahitler ve Gaziler
Derneği adına tapu sicilinde kayıtlı iken, Adana Valiliği'nin idari
nitelikteki işlemine dayanılarak davalı Derneğe intikal ettirilmiş ve tapuya
kaydedilmişlerdir. Ne varki; tapuda davalı Dernek namına yapılan tescilin
sebebini teşkil eden idari işlem Adana Valiliği aleyhine Adana İdare
Mahkemesi'ne açılan dava sonunda, verilen 16.12.1985 gün 469/815 sayılı
kararla iptal edilmiştir.
Medeni Kanunun 930. maddesi hükmünce, ayni haklar tescil ile doğar. Bunun
yanısıra Türk Medeni Kanunu Alman sisteminden ayrılarak tescil yolu ile
mülkiyet hakkının doğumunu, sebebe bağlı bir hukuki işlem olarak kabul etmiş;
mülkiyet hakkının tesçil ile doğabilmesi için, tescilin geçerli bir hukuki
sebebe dayanmasını zorunlu saymıştır (Prof. Dr. S. S. Tekinay, Eşya Hukuku,
İstanbul-1978, Sh: 208 vd; S. Aymen-Elbir, Sh: 187).
Bu itibarla, dayanağı idari işlem, idari yargı yerine iptal edildiği takdirde
tapu kütüğündeki tescil hukuki sebebini kaybeder ve öncesini kapsamak üzere
yolsuz tescil niteliğini alır. Önceki hak sahibi de, tapu kütüğündeki kaydın
tashihi davası açmak hakkını kazanır (Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 30.4.1953
tarihli kararı, RG. 8481; HGK. 18.2.1957 T., 1/10 E., 107 K.). Gerçekten,
aynı yasanın yorumuna ilişkin ve aynı konuda İçişleri Bakanlığı'nın taraf
olduğu dava nedeniyle verilmiş ve Yüksek Mahkemenin (Danıştay'ın) denetimiyle
oluşmuş, ikinci bir idari yargı kararının ortaya çıktığı ve bu kararın diğer
karara (Adana İdare Mahkemesi'nce verilen karara) tamamen ters düştüğü
açıktır. Kuşkusuz, aslolan Yüksek Mahkemenin kararıdır. Ancak, olayda tapu
kütüğündeki tescilin dayanağı işlemi iptal eden ve tescili sebebsiz bırakan
karar, Adana İdare Mahkemesi tarafından verilmiştir. Anılan idari yargı
kararı da halen hukuksal varlığını sürdürmektedir. Diğer bir deyişle, karar
kanun yollarına başvurularak ortadan kaldırılmış değildir.
O halde, Yerel Mahkemece kurulan hükmün onanmış olmasında bir isabetsizlik
yoktur. Bu nedenle, davalı Derneğin HUMK.nun 440. maddesinde öngörülen
hallerden hiç birisine uygun düşmeyen karar düzeltme isteğinin (REDDİNE),
davalıdan Usulün 440 ve 5435 sayılı Kanunun 2. maddeleri gereğince takdiren
5.000 lira para cezası ile 10.000 lira red harcının alınarak Hazineye gelir
kaydına, 4.5.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|