|
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1990/5458
K. 1991/1795
T. 8.4.1991
* İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
* MUVAZAA
ÖZET : Davacılar tapulu taşınmazlarını, kat karşılığı inşaat yapılmak üzere
sözleşme ile dava dışı yüklenicilere devretmişlerdir.
Yüklenicilerde aynı amaçla taşınmazı, kurdukları kooperatife devrettikleri,
kooperatifin de yüklenicilerin taahhütlerini üstlendiği anlaşıldığına göre,
taşınmazın kooperatife devrinde bir muvazaa yoktur.
(818 s. BK. m. 18, 110)
Taraflar arasındaki davanın, (Adana Asliye Üçüncü Hukuk Hakimliği)nce
görülerek, mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 28.2.1990
tarih ve 516-133 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı
vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin sahibi bulundukları tapulu taşınmazlar
üzerine kat karşılığı inşaat yapılması hususunda dava dışı Fahri ve O.....
Ltd. şirketi ile sözleşme yaptıklarını, bilahare müteahhitlerin kooperatif
kurmalarıyla ve (senet protokolü) başlıklı belge gereğince tapunun davalı
kooperatife devredildiğini, bu işlemin muvazaaya müstenid bulunduğunu ileri
sürerek, tapunun iptaliyle müvekkilleri adına tescilini talep ve dava
etmiştir.
Davalı vekili cevabında, arsa tapularının yapılacak inşaattan davacılara
verilecek bağımsız bölümler karşılığında alındığını ve bu hususta davacılara
teminat olması için senetler düzenlenip teslim edildiğini, arsanın inşaata
hazır hale getirilebilmesi için davalı tarafın çalışmalar yapıp tevhit
işlemlerinde bulunduğunu olayda muvazaa olmadığını savunarak davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz
edilmiştir.
Davacıların maliki oldukları tapulu taşınmaz, dosyada mevcut sözleşmeler ve
protokoller gereğince arsa üzerine yapılacak inşaattan davacılara verilecek
belli bağımsız bölümler karşılığında davalı kooperatife devredilmiştir. Yani,
devrin amacı satış değil eser sözleşmesidir. Davacılar arsanın bedelini,
taşınmazın üzerine yapılacak inşaattan pay almak suretiyle alacaklardır.
Olayda müteahhit kişiler davada taraf değil iseler de davalı kooperatif cevap
ve savunmalarında bu hususu açıkça kabul etmekte inşaatın bitiminde de
edimini ifa edeceğini bildirmektedir. Her ne kadar taraflar arasında eser
sözleşmesi resmi biçimde yapılmamış ise de kooperatif müteahhitlerin
fiillerini Borçlar Kanununun 110. maddesi uyarınca üstlenmiş ve tapuyu da
devir almakla inşaatın bitiminde davacılara sözleşmelerdeki nispetler
dahilinde pay aktarma borcu altına girmiştir.
Bu durumda, tapunun iptali şartlarının eser sözleşmelirinin ışığında
incelenmesi gerekmektedir. Buna göre, inşaat yapılacak parsele ait ifraz ve
parselasyon tamamlandığında inşaat ruhsatı alınacak ve ruhsat tarihinden
itibaren 30 ay içinde de inşaat bitirilmiş olacaktır. Dosyaya göre, dava
açıldığı tarihte henüz İmar ve Parselasyon işlemleri tamamlanmamış ve inşaat
süresi dahi işlemeye başlamamıştır. Bu sürenin uzamasının sebebinin bir kısım
hisselerin alınamaması nedeniyle açılan izalei şuyu davasının sonucunun
beklenmesinden kaynaklandığı da ortadadır. O halde henüz inşaata
başlanmamasında davalı kooperatife atfı kabil bir kusur olmadığı gibi, inşaat
müddeti de sözleşmeye göre henüz sona ermediğinden inşaatın yapılamamasından
dolayı bir iptale gidilmesinde isabet yoktur.
Dosyadaki belge ve protokole göre, yukarda açıklandığı üzere tapu devrinin
amacı inşaat yapmak olup ortada bir muvazaa da bulunmamaktadır. Tapunun devri
inşaat yapılmasına yöneliktir. O halde davanın reddine karar verilmek
gerekirken yazılı gerekçelerle tapunun iptali cihetine gidilmesi yerinde
değildir.
Şüphesiz sözleşmelerin yerine getirilmemesi halinde ileride oluşacak duruma
göre davacıların dava hakları ayrıca incelenebilecektir. Ancak şu safhada
tapunun iptali şartları oluşmadığından davalı vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı kooperatif
yararına (BOZULMASINA), vekili duruşmaya gelen davalı yararına tayin ve
takdir olunan (24.800) TL. vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya
verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya
geri verilmesine, 8.4.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|