Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1990/5-231
	K.	1990/250
	T.	22.10.1990 

*  UYUŞTURUCU MADDE
*  CEZADAN ÖZEL İNDİRİM

ÖZET : Uyuşturucu madde temin suçları bir tehlike suçu olup; bu suçla korunan
 hukuki yarar, genel kamu esenliğidir.

Sanık, suçu haber aldıktan sonra olsa bile, uyuşturucu maddeyi sağladığı
 kişiyi veya uyuşturucu maddenin bulunduğu yeri bildirmekle suçlu ve suça konu
 maddenin ele geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya
 yönelik uyuşturucu madde temin suçuyla mücadeleye katkıda bulunmuş
 olacağından, olaydaki konumu TCK. nun 64 ve 65. maddelerinde açıklanan
 biçimde iştirak koşullarından olmasa bile hakkında, cezadan özel indirimi
 düzenleyen TCK.nun 404/son maddesinin uygulanması gerekir.

(765 s. TCK. m. 404/son)

Satmak maksadıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık Necati'nin
 TCY.nın 403/3-4, 59. maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay ağır hapis ve 8333 lira ağır
 para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (İstanbul Beşinci Ağır Ceza
 Mahkemesi)nce 1.11.1989 gün ve 114/248 sayı ile verilen hükmün sanık
 tarafından temyizi üzerine, dosyayı adli tatilde inceleyen Yargıtay nöbetçi
 Ceza Dairesi, 24.7.1990 gün ve 3249/3577 sayı ile;

(İnceleme kapsamı dışında kalan diğer sanık Gülefer'in sübutu kabul olunan
 fiili, uyuşturucu kullanmaktan ibaret olup, iştirakin sözkonusu olmaması,
 sanık Necati'nin ihbar üzerine yakalandığı cihetle, cürmün ortaya çıkmasına
 hizmet ve yardımda bulunaması halinin oluşmaması karşısında tebliğnamedeki
 bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün
 onanmasına) karar vermiş,

C. Başsavcılığı ise, 8.8.1990 gün ve 51 sayı ile; (Sanık Necati yakalandıktan
 sonra uyuşturucu maddeyi Gülefer'den aldığını söylemiş, adı geçenin
 uyuşturucu madde ile birlikte yakalanmasına yardım etmiştir. Bunun sonucunda,
 Yerel Mahkeme sanık Necati'nin beyanını atfı cürüm olarak değerlendirmiş ve
 Gülefer'i içmek maksadıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum
 etmiştir. Mahkemenin bu kabulü sanık Necati aley-hine sonuç doğurmamalıdır.
 "Kanun iştirak etmiş olan kimse tabirini kullanmış olmakla" beraber, esas
 amacın diğer failler ve uyuşturucu maddenin ele geçirilmesi olduğu açıktır)
 görüşüyle itiraz etmiştir.

Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;

Uyuşturucu madde sattığı ihbar edilen sanık Necati'den zabıtaca numarası
 saptanmış para ile uyuşturucu madde satın alındığı, izlemeye alınan sanığın,
 evinde suça konu uyuşturucu madde ile yakalandığı, sorgusunda bu uyuşturucu
 maddeyi Gülefer'den aldığını söyleyip, onun da suç konusu uyuşturucu madde
 ile yakalanmasını sağladığı, Gülefer hakkındaki uyuşturucu madde ticareti
 yaptığına ilişkin sanık beyanı suç atma niteliğinde kabul edilerek, Yerel
 Mahkemece sanık Gülefer'in TCY.nın 404/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına
 karar verildiği anlaşılmakta, bu oluş hususunda Özel Daire ile C.
 Başsavcılığı arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Uyuşmazlığın konusu, evinde yakalanan uyuşturucu maddeyi, Gülefer'den satın
 aldığını söyleyerek, onun, suça konu uyuşturucu madde ile yakalanmasını
 sağlayan sanık Necati hakkında TCY.nın 404/son maddesinde düzenlenen,
 "cezadan özel indirim" yapılması hükmünün uygulanma yeri bulunup bulunmadığı
 hususudur.

Sorunun çözülebilmesi için öncelikle uyuşturucu madde temini suçları ile
 korunan hukuki yarar, bir başka deyimle suçun hukuki konusu üzerinde durmak
 gerekir.

Bilindiği üzere uyuşturucu madde temini suçu, TCY.nın "Ammenin Selameti
 Aleyhinde Cürümler" başlığını taşıyan yedinci babında ve "Umumun sıhhatine
 yenecek ve içilecek şeylere müteallik cürümler" adını taşıyan üçüncü faslında
 yer almış bulunmaktadır. Buna göre Yasanın sistematiğinden, korunmak istenen
 hukuki değerin "Genel Sağlığı Koruma" veya "Kamunun Esenliği" olduğunu kabul
 etmek gerekir. Bu haliyle uyuşturucu maddelere ilişkin suçlar "tehlike" ve
 "mefruz tehlike" suçlarıdır.

Yasa koyucu uyuşturucu maddelere ilişkin suçları cezalandırmakla; bireyi
 uyuşturucu maddenin etkisinden korumak ve sonuçta toplumu uyuşturucu madde
 kullanımının dolaylı etkilerine karşı koruma altında tutmak amaçlarını
 gütmüştür.

Kısaca diyebiliriz ki uyuşturucu maddeye ilişkin suçlarda, hukuken korunmak
 istenen değer, bireyin ve sonuçta toplumun esenliği olduğu kadar, ulusal
 sınırları da aşan tehlike ile savaşmak zorunluluğudur.

Suçla korunmak istenen değeri bu şekilde belirledikten sonra, TCY.nın 404/son
 maddesinde düzenlenen "cezadan özel indirim" haline bakmak gerekir.

Buna göre; "Bu cürümler haber alındıktan sonra, cürmün meydana çıkmasına veya
 şeriklerinin yakalanmasına hizmet ve yardım eden kimseler hakkında ....
 "denilmek suretiyle "cezadan özel indirim" hali düzenlenmiştir.

Burada önemli olan, uyuşturucu madde temin suçu haber alındıktan sonra,
 sanığın suç ve suç ortaklarının yakalanmasına, uyuşturucu maddeyi aldığı veya
 kendisine ait olsa bile bulunduğu yeri bildirerek meydana çıkmasına hizmet
 etmiş olması halidir.

Zira, yukarıda açıklandığı gibi uyuşturucu madde temin suçları bir tehlike
 suçu olup, bu suçla korunan hukuki yarar genel kamu esenliğidir. Sanık suçu
 haber aldıktan sonra olsa bile, uyuşturucu maddeyi sağladığı kişiyi veya
 uyuşturucu maddenin bulunduğu yeri bildirmekle suçlu ve suça konu maddenin
 ele geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik
 uyuşturucu madde temin suçuyla mücadeleye katkıda bulunmuş olacağından,
 olaydaki konumu TCY.nın 64. ve 65. maddelerinde açıklanan biçimde iştirak
 koşullarında olmasa bile hakkında cezadan özel indirimi düzenleyen TCY.nın
 404/son maddesinin uygulanması gerekir.

Bu itibarla itirazın kabulüne karar verilmelidir.


*  Karşı oy kullanan Kurul Üyeleri; sanığın, Gülefer'le TCY.nın 64 veya 65.
 maddesinde öngörülen biçimde iştirak koşulları içerisinde suçu işlemediği, bu
 nedenle hakkında TCY.nın 404/son maddesinin uygulanma yeri bulunmadığı
 görüşünü benimseyen nöbetçi Ceza Dairesi kararının yerinde bulunduğunu ileri
 sürerek istemin reddi gerektiğini belirtmişlerdir.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle, Özel
 Daire onama kararı kaldırılarak, hükmün bu sebepten (BOZULMASINA), 22.10.1990
 gününde 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini