Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Hukuk Dairesi

	E.	1990/4988
	K.	1991/7141
	T.	5.7.1991

*  NAM-I MÜSTEAR İŞLEMİ

ÖZET : Nam-ı müstear işlemi, bir danışıklı işlemdir ve muvazaanın alt
 kategorisini oluşturur. Taraflar bakımından danışıklı olan hukuki işlem,
 geçerlik biçimi bakımından özel bir yazılı biçime tabi değilse, sözleşmede
 taraf gözükmeyen kişi sözleşmenin aslında kendi hesabına yapıldığını, bu
 nedenle taraflar bakımından danışıklı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin
 kendi hesabına yapılmış olduğunun tesbitini isteyebilir. Ancak, sözleşmede
 taraf olarak gözükmeyen kişi bu muvazaa iddiasını yanlız yazılı (kesin)
 kanıtlarla ispat edebilir. Tanıkla kanıtlayamaz. Çünkü, o kişi sözleşmede
 taraf değilse de danışıklı işlemin tarafıdır.

(1086 s. HUMK. m. 290)

Taraflar arasındaki karşılıklı müdahale ve muarazanın önlenmesi, tesbit
 davaları üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı
 Musa'nın davasının reddine, karşılık dava yönünden, davaya konu 20 ... 438 ve
 20 ... 571 plakalı araçların mülkiyetinin Veli'ye aidiyetinin tesbitine,
 değer ödenmesi talebinin vazgeçme nedeni ile reddine ve fazla istemin keza
 reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı ve karşılık davalı Musa avukatı
 tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor
 okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:

Davacı, dava konusu iki adet kamyonu, üçüncü kişilerden noter senedi ile satın
 aldığını ancak kamyonları tamirci olan davalı kardeşine bıraktığını, şimdi
 ise davalının kamyonlara sahip çıkıp teslim etmekten kaçındığını belirterek,
 yaratılan uyuşmazlığın önlenmesi ile kamyonların kendisine teslimini
 istemiştir.

Davalı ve karşı davacı ise; davacının kardeşi olduğunu, kamyonların
 bedellerinin kendisi tarafından ödenerek satın alındığını, ancak bazı icra
 takipleri altında bulunduğu için, alıcı olarak davacıyı gösterdiklerini,
 yapılan işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek iddianın reddi ve karşı
 istemin kabulü ile dava konusu kamyonların mülkiyetinin kendisine ait
 olduğunun tesbitini istemiştir.

Mahkemece, davacı isteminin reddine, davalı ve karşı davacının talebinin
 kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Açıklanan bu maddi olgular itibariyle taraflar arasında yapılan ve uyuşmazlık
 yaratan işlem, nam-ı müstear işlemidir. Eski hukukumuzda, nam-ı müstear,
 geçerliliği açıkca kabul edilmiş bir bağımsız müessese olarak düzenlenmiş
 bulunmasına karşın (Mecelle 1592, 1594, 1595), bu günkü yasalarımızda nam-ı
 müstear diye bir deyim mevcut değildir. Ancak, konuya açıklık ve çözüm
 getirmesi bakımından 8.5.1941 gün ve 29/5; 5.2.1947 gün, 20/6 ile 7.10.1953
 gün ve 7/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları kabul edilmiştir. Nam-ı
 müstear işleminde, bazen bir sözleşme yapmak isteyen kimse, çeşitli düşünce
 ve hesaplarla (olayımızda davalı ve karşı davacı icra takibi altında
 bulunduğunu belirtir) o sözleşmenin tarafı olarak gözükmeyi istemez ve
 sözleşmede kendi yerine bir başkasının yer almasını sağlar. Bu kişi müstear
 nam'dır. Nam-ı müstear, sözleşmeyi kendi adına, ancak gizlenmek isteyen kişi
 hesabına yapar ve onun bu sözleşmenin gerçek tarafı olmasını ve bilinmesini
 önler. Böylece genel anlamda danışıklı bir işlem yapılmış olur. Çünkü, nam-ı
 müstear işlemi bir danışıklı işlemdir ve muvazaanın alt kategorisini
 oluşturur. Taraflar bakımından danışıklı olan hukuki işlem, geçerlik biçimi
 bakımından, özel bir yazılı biçime tabi değilse, sözleşmede taraf gözükmeyen
 (olayımızda davalı ve karşı davacı) kişi sözleşmenin aslında kendi hesabına
 yapıldığını, bu nedenle taraflar bakımından danışıklı olduğunu ileri sürerek,
 sözleşmenin kendi hesabına yapılmış olduğunun tesbitini isteyebilir. Ancak,
 sözleşmede taraf olarak gözükmeyen kişi (olayımızda davalı ve karşı davacı)
 bu muvazaa iddiasının yalnız yazılı (kesin) kanıtlarla isbat edebilir.
 Tanıkla kanıtlayamaz (HUMK. m. 290). Çünkü, o kişi sözleşmede taraf değilsede
 danışıklı işlemin tarafıdır. Hal böyle olunca davalı  ve karşı davacının
 iddiasını her türlü kanıtla isbat etmesi olanağından yararlanması da doğal
 olarak düşünülemez. O halde nam-ı müstear şeklinde beliren danışıklı işleme
 taraf olan davalı ve karşı davacı iddiasını HUMK.nun 290. maddesi hükmünce
 ancak yazılı kanıtla ispatlayabilir. Tarafların kardeş olmaları da bu konuda
 tanık dinlenmesine imkan vermez. Somut olayda ise, karşı davacı böyle yazılı
 bir kanıt getirememiştir.

Belirtilen bu hukuki ve yasal dayanak gözönünde tutulmadan, tanık beyanları
 esas alınarak karşı davanın kabulü bozmayı gerektirmiştir.

S o n u ç : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve peşin
 alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 5.7.1991 gününde oybirliğiyle
 karar verildi.



    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini