 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1990/4473
K. 1991/7311
T. 8.4.1991
* KIDEM VE KÖTÜNİYET TAZMİNATI
ÖZET : İşveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle
hizmet aktini feshedebilir. Bunun sonucu olarak ta işçi, ihbar önelinin
beklenmesi suretiyle önel içinde gerçekleşecek olan yeni haklar nedeniyle
istekte bulunamaz. Ancak, feshle işverenin ihbar öneli içinde doğacak yeni
haklardan işçiyi yararlandırmamak amacıyla hareket ettiği anlaşılırsa o
taktirde işçinin önel içinde gerçekleşen haklara göre istekte bulunması
mümkündür.
Sözleşmenin imza tarihi ihbar öneli içinde kalmamaktadır. Bu durumda davalıyı
kötüniyetli kabul etme mümkün değildir.
(1475 s. İş K. m. 13)
Davacı, ikramiye farkı ile kıdem ve kötüniyet tazminatının ödetilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla; dos-ya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni
gerektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazları yerinde
görülmediğinden reddine.
2- Davalının temyizine gelince: İşyerinde uygulanan önceki TİS. 31.3.1990
tarihinde sona ermiştir. Bunu takip eden TİS. 1.4.1990 tarihinden itibaren
yürürlüğe konulmuştur. TİS.'nin imzalanması tarihi 6.6.1990'dır. Davacının
hizmet akti 30.3.1990 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ödenerek fesih
olunmuştur. Davacı yeni TİS.'nin yürürlüğe girmesinden bir gün önce feshin
kötüniyete dayandığını iddia ederek kötüniyet tazminatı ile kıdem tazminatı
farklarını istemiştir.
Mahkemece, kötüniyet tazminatı ispat edilemediğinden reddedilmiş, fakat, yeni
TİS.'nin yürürlük başlangıcı ihbar öneli içinde kaldığından bahisle davacının
bu TİS.'den yararlanması gerektiği sonucuna varılarak yeni oluşacak ücretine
göre gerçekleşecek kıdem tazminatı farklarına karar vermiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesinin (C)
bendinin 2. fıkrasına göre; işveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini
peşin vermek suretiyle hizmet aktini fesih edebilir. Bu suretle fesihler de
Yargıtay uygulamaları gereğince fesih bu yoldaki iradenin karşı tarafa
ulaşmasıyla gerçekleşir. Bunun sonucu olarak ta, kural olarak işçi ihbar
önelinin beklenmesi suretiyle önel içinde gerçekleşecek olan yeni haklar
nedeni ile istekte bulunamaz. Ancak, davacının iddia ettiği gibi, feshle
işverenin ihbar öneli içinde doğacak yeni haklardan işçiyi yararlandırmamak
amacı ile hareket ettiği anlaşılırsa o takdirde işçinin önel içinde
gerçekleşen haklara göre istekte bulunması mümkündür. Olayda her ne kadar söz
konusu edilen yeni TİS.'nin yürürlüğe girdiği tarih fesih tarihinden bir gün
sonra 1.4.1990 tarihi ise de, bu sözleşmenin imza tarihi 6.6.1990'dır. 2822
sayılı TİSGLK. nun 9. maddesine göre ise, TİS.'nin imzalanması tarihinde
taraf sendikaya üye olanlar imza tarihinden geriye doğru yararlanabilirler.
Davacı, imza tarihinde işyerinde çalışmaması nedeniyle sendika üyeliği devam
etmemektedir. Öte yandan fesih tarihine ve davacının hizmet süresine göre
gerçekleşecek olan ihbar öneli de imza tarihini kapsamamaktadır. Diğer bir
ifade ile sözleşmenin imza tarihi ihbar öneli içinde kalmamaktadır. Bu
durumda davalıyı kötüniyetle kabul etmekde mümkün değildir. Bu nedenle davacı
sonraki TİS.'den faydalanamaz. O halde, kıdem tazminatı farkına ilişkin
isteğinde reddine karar vermek gerekir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA),
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.4.1991
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|