 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
90/4410 90/11121
Özet:Tenkis davasında ödenmesine karar verilen tazminatın faizi de
ölümden itibaren bir yılda zaman aşımına uğrar.
Muhalefet:Ölüm gününden itibaren zaman aşamına uğramaz.
Temyiz eden:Davalı
Nezaket Gökten mirasçıları Muzaffer Gökten ve ark. ile Hikmet
Özkoparan arasındaki tenkis ve faiz alacağı davasının yapılan muhakemesi
sonunda verilen hüküm faiz yönünden davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak
okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Tenkis davasının amacı saklı pay sahibi mirasçının mal varlığını
gerçek duruma getirmektir. İstek halinde faize hükmedilmesi gerekir. Faiz
asıl alacağa bağlı onun varlığı ile doğup işleyen ancak ondan bağımsız bir
alacaktır. Bu niteliği itibari ilede müstakil bir davanın konusunu
oluşturabilmektedir.
Kısmi bir dava açılması halinde alacağın yalnız o kısım için zaman
aşımı kesilir. Dava dışı kalan bölümü hakkında zaman aşımı işlemeye devam
eder. Tenkis davası sırasında faiz istenmediğine göre ek davada talep edilen
faiz hakkında zaman aşımı kesilmiş olmaz. Murisin ölüm günü ve tenkis
davasının açılış tarihine göre M.K.nun 513.maddesinde öngörülen zaman süresi
dolmuştur.
Bu durumda tevhidedilen faizle ilğili davanın zaman aşımı nedeniyle
reddedilmesi gerekirken yasanın yorumunda yanılğıya düşülerek yazılı şekilde
karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, 19.11.l990
tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
İ.Yanıkömeroğlu T.Alp M.Ş.İrge A.N.Tuncer H.Dinç
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Tenkis davası mirasın açıldığı güne kadar geriye etkili olmak üzere
değiştirici bazen bozucu olmak üzere yenilik doğuran davalardandır. Bu dava
ne başlı başına bir tesbit ve nede eda davasıdır. Bazen yalnızca ölüme bağlı
tasarruf bozulmakla, tasarruf nisabına indirilmekte, bazende tasarrufa konu
malı veya bedelini almak sonucu doğurmaktadır. İşte M.K.nun 506.maddesi
uyarınca davalının tercih hakkını kullandığı doğrultuda para ödetilmesine
karar verilen hallerde faiz söz konusu olmaktadır.
Konunun bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda borcun
doğduğu veya muaccel olduğu tarihe kadar geçen süreden borçlunun faydalanması
dolayısıyla alacaklıya kanun veya akit gereğince bir oran dahilinde ödenmesi
gerekli faizin asıl alacakla birlikte dava edilmemesi halinde zaman aşımının
ne olacağı tartışma konusudur. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi tenkis
sonunda davacının asıl isteği aynı niteliktedir. Ancak tasarrufun konusu olan
şeyin değerinde eksiklik meydana gelmeden bölünmesinin mümkün olmaması
halinde taraflardan biri için tazminata dönüşme olmaktadır. Tercih hakkı
kullanılıncaya kadar para alacağının varlığından söz edilemiyeceği gibi onun
muacceliyetinden de söz edilemez. O halde hakkın doğumundan öncesi için bir
zaman aşımından söz etmek bu kurumun hedefi ile bağdaşmaz.Öte yandan "faiz
istenmeden yalnız asıl alacak için açılan dava bir kısmi dava değildir. Tam
davadır. Çünkü faiz asıl alacağın bir bölümü olmayıp onun fer'i nitelikte ve
fakat aynı bir alacaktır"(Yargıtay l3.Hukuk Dairesinin l5.3.l982 günlü ve ve
1232-l772 sayılı kararı). Faiz hakkında tenkis davasından bağımsız
dava açmaya engel bir halde yoktur (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin
24.4.l980 günlü ve 3341-3591 sayılı kararı)."Alacağın mururu zamana uğraması
faiz ve diğer feri haklarında mururu zamana uğraması neticesini doğurur
(B.K.131).Bu kaide azıl alacak ile aynı zamanda fer'i haklarında sakıt
olacağına müteadir olan 1213.maddedeki umumi prensibe uyğundur. Her faiz
alacağı yok diğerinden ayrı olarak muacceliyet tarihinden itibaren mürürü
zamana uğrar (B.K.126). Eğer faizler daha evvel mürürü zamana uğramış iseler
asıl alacak ile birlikte mururu zamana uğrarlar (B.K.131)(Borçlar Hukuku Cilt
2,Veri Ardresa Van Tuhr-Cevad Edeğe çevirisi l983 sahife 7111).
Görüldüğü gibi zaman aşımı dolmadan asıl alacak için dava açılmış
olması halinde davaya konuolan bu asıl alacağın faizi müstakil varlık
kazanır. Artık bu faiz hakkında B.K.nun 131.maddesi hükümlerinin uyğulanması
mümkün değildir. Çünkü söz konusu hükmün uyğulama unsuru asıl alacağın zaman
aşımına uğramasıdır. Dava açılmakla asıl alacak için zaman aşımıkesilmiş
olduğundan fer'in düşme şartı gerçekleşmez. Ancak bu gibi hallerde bu def'a
B.K.nun 113, maddesi uyğulama alanı bulur.
Tenkis davası mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini
öğrendikleri günden itibaren bir sene... geçmekle düşer (M.K.513). Bu süre hak
düşürücü olmayıp zaman aşımıdır.(Prof.Fikret Eren,Türk Medeni Hukukunda
tenkis davası 1973,Sh.141).
Olayda davacı, kanunda gösterilen süre geçmeden tenkis davası açmış
tenkise ve hakten ödetmeye karar almıştır. Henüz bu tazminat tediye veya
başka bir suretle sakıt olmamış bulunduğuna göre faiz isteğini M.K.nun
513.maddesinde gösterilen süreye tabi tutmanın ve murisin ölüm gününden
itibaren süreyi işletmenin yukarıda açıklanan kurallarla bağdaşmadığı
kanaatindeyim. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki düşüncesine katılmıyorum.
Üye
Tahir Alp
|