 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1990/4180
K. 1991/1579
T. 28.3.1991
* ESER SÖZLEŞMESİ
ÖZET : Eser sözleşmesinde Borçlar Kanununun 364. maddesinde yer alan hüküm
ücretin ödendiğine karine olmayıp, genelde ödeme zamanını gösteren kuraldır.
İmal ve teslim borcunun yerine getirildiğini ispat davacı yükleniciye, ücret
borcunun ödendiğini ispat külfeti de TMK.nun 6. maddesi uyarınca bunu ileri
süren davalı iş sahibine aittir.
(818 s. BK. m. 364)
Taraflar arasındaki davanın, (Şişli Asliye Üçüncü Hukuk Hakimliği)nce
görülerek reddine dair verilen 11.4.1990 tarih ve 1185-364 sayılı hükmün
temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin
süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı yanca, davalıya ait inşaatta bir kısım işlerin taşaron olarak
üstlenildiği, bitirilip teslim edildiği, kararlaştırılan ücretten 295.000
liranın ödendiği iddia edilerek, kalan 2.750.000 lira ücretin tahsili dava
edilmiştir. Davalı, götürü ücret karşılığı yaptığı işlerin toplam bedeli
olarak kendisine 3.940.000 lira ödediğini, davacıya başka borcu kalmadığını
bildirip davanın reddini istemiştir. Buna göre, yanlar arasında yazılı
olmayan akdi ilişkinin varlığı, davacının götürü ücret karşılığı işi yapıp
teslim ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı toplam ücretin 3.045.000
lira olduğunu ve bundan sadece 295.000 lirasını aldığını, davalı ise toplam
ücretin 3.940.000 lira olduğunu ve bunun tamamının ödendiğini iddia
etmektedir. Davacının talep ettiği miktar davalının ikrar ettiğinden az
olduğu için toplam ücret miktarındaki fark uyuşmazlığın çözümünde sonuca
etkili değildir. Davada tespiti gereken husus ücretten ödenen miktardır.
Eser sözleşmesinde Borçlar Kanununun 364. maddesinde yer alan hüküm ücretin
ödendiğine karine olmayıp, genelde ödeme zamanını gösteren kuraldır. İmal ve
teslim borcunun yerine getirildiğini ispat davacı yükleniciye, ücret borcunun
ödendiğini ispat külfeti de TMK.nun 6. maddesi uyarınca bunu ileri süren
davalı iş sahibine aittir (YHGK., T. 16.5.1984, E. 407, K. 556; Y. 15. HD.,
T. 31.10.1984, E. 1461, K. 3261).
Somut olayda, davalı 17.5.1989 günlü oturumda imzasız ve davacı tarafca
reddedildiği için ispat değeri olmayan hesap pusulası ibrazıyla yetinmiş,
başka delili olmadığını beyan etmiş, yemin deliline de hiç bir zaman
dayanmamıştır. Bu haliyle davalı ödemeyi ispatla yükümlü iken bunu ispat
edememiştir. Mahkemece, davacıya ödeme yapılmadığını ispat için davalıya
yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılmış, davacı vekilinin yemin teklif
etmemesi üzerine ve para verilmeden iş yapılmayacağı varsayımına da
dayanılarak dava reddedilmiştir. Halbuki ispat külfeti kendisine düşmeyen
tarafın, diğer tarafa yemin teklifi -karşı taraca yenim edilse dahi-
geçersizdir.
O halde, davacının sözleşme gereği edimini yerine getirdiği, talep ettiği
ücretin karşılığı iş yaptığı davalının ikrarıyla sabit olmuş, davalının ücret
borcunu ödediği ise ispat edilememiş olmakla, davanın kabulüne karar
verilmesi gerekirken ispat yükünü tayinde düşülen hata sonucu yazılı şekilde
davanın reddine karar verilmesi bozma sebebidir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), ödediği temyiz
peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 28.3.1991
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|