 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1990/3612
K. 1991/1146
T. 11.3.1991
* YASAYA AYKIRI TAAHHÜT
ÖZET : Taraflar arasındaki sözleşmede; davalı müteahhit tarafından taahhüt
edilen tadilat yapıldığı halde, bu değişikliğin yasa ve nizamlara aykırı
olduğu gerekçesi ile yıktırıldığı saptandığına göre, davalı müteahhitten
ikinci kez yasaya aykırı taahhüdünü yerine getirmesi istenemez.
(818 s. BK. m. 356, 361)
Taraflar arasındaki davanın, (İstanbul Beşinci Asliye Hukuk Hakimliği)nce
görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 15.4.1990
tarih ve 5.4.1990 tarih ve 56-185 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı
vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının inşaa ettiği binadan bir dairenin dükkana ait asma
katla birleştirilmek suretiyle müvekkiline verilmesinin 28.11.1979 tarihli
belgeyle taahhüt edilmesine rağmen, davalı tarafından yapılan 3 nolu dükkan
asma kat alanı ilavesinin belediyece yıktırıldığını, böylece davacının mağdur
olduğunu ileri sürerek kira kaybından doğan (840.000) liranın tahsilini talep
ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; bu taahhüdün süresi içinde yerine getirildiğini ancak
inşaat planına aykırı bulunduğu için dükkan sahibinin şikayeti üzerine
yıktırıldığını, durumu davacının da bildiğini savunarak davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece; toplanan delillere göre davacı dairesine katılması gereken asma
katın binanın 3 nolu dükkanına ait olduğu ve bu şahsın şikayeti üzerine
yıktırıldığı, bu nedenle davacının kira kaybından dolayı zarara uğradığı
görüşüyle (820.000) liranın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada mevcut 28.11.1979 tarihli taahhütnameye göre davalı müteahhit Hüseyin,
davacıya ait dairenin iskanı alındıktan sonra dükkana ait asmakatı bu daireye
katarak davacıya teslimini taahhüt etmiştir. Dosya kapsamından ve binaya ait
projeden bu asma katın 3 nolu dükkanın ekletisi olarak göründüğü
anlaşılmaktadır. İskan alınmadan önce yapılacak bir bağlantının mümkün
olmadığı ortadadır. Zira, böyle bir durumda binanın iskanının alınması imkanı
bulunmamaktadır. Davacının da bunu bildiği, sözleşmeye eklentinin iskandan
sonra yapılacağının yazılı olmasından anlaşılmaktadır. Davalı iskana aykırı
olmasına rağmen bir yıl içinde bu eklentiyi yapmış, ancak şikayet üzerine
belediyece yıkılmıştır. Bu durumda davalı taahhütnamedeki bağlantıya ait
tahhüdünü yerine getirmiştir. Kanuna ve nizamlara aykırı bir durumu ifaya hiç
kimse zorlanamaz ve yasaya aykırı olarak düzenlenen sözleşmedeki şartlar da
geçersizdir. O halde mahkemece, davacı yanın istediği kira tazminatının
reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davada 3 nolu dükkana ait eklentinin davacıya satılmadığına, bu yerin dava
dışı dükkan sahibi Niyazi'ye ait olduğuna dair bir savunma bulunmadığı gibi,
davada Niyazi'de taraf olmadığı halde mahkeme kararının gerekçe bölümünde
ihtilaflı yerin davacıya ait olmadığına ve Niyazi'nin malı bulunduğuna dair
tesbitte de bir isabet bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı taraf bu hususu
temyize getirmemiş ise de üçüncü bir kişinin taraf olmadığı bir davada onun
lehine hüküm kurmak mümkün bulunmdığından bu yanlışlığa değinilmesiyle
yetinilmiştir. Şüphesiz davacı sebepsiz iktisap hükümlerine dayanarak
dairenin eksik teslim edilmesi nedeniyle uğradığı zararını ayrı bir dava
konusu yapabilir. Ancak bu davada kira tazminatı sadece eklentinin yapılmamış
olması şartına bağlı olduğundan ve bu hususta "sonradan yıkılsada" davalı
tarafından yerine getirilmiş bulunduğundan bu davanın dinlenme imkanı yoktur.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden
kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalı Hüseyin yararına
(BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya
geri verilmesine, 11.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|