 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1990/3552
K. 1990/4774
T. 15.6.1990
* ALACAK DAVASI
(Zamanaşımı)
ÖZET : Dava konusu çeklerin, tabi olduğu yabancı hukuktaki zamanaşımı süresi
saptanmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(6762 s. TTK. m. 732, 733, 681) (2675 s. MÖUHK. m. 1, 2, 7)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Ankara Asliye Dördüncü Ticaret
Mahkemesi)nce verilen 16.3.1990 tarih ve 844-185 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, yabancı olan müvekkilinin alacağına karşılık
davalıdan İran'da 65.000 $ ve 20.000 $'lık yine muhatabı yabancı banka olan
iki adet çek aldığını, çeklerin muhatap bankada karşılığı çıkmadığını bunun
üzerine davalı hakkında ihtiyati haciz kararı alıp uygulattırdıklarını ileri
sürerek, çeklerin ibraz tarihindeki değeri olan (148.479.700 TL.) nın banka
iskonto haddi üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava
etmiştir.
Davalı vekili cevabında, keşide yeri bulunmaması nedeniyle çek niteliğinde
olmadıklarını olsa bile 6 aylık zamanaşımı geçtiğini, keşideci yerinde imzası
olan Hüseyin'in keşide tarihinde ölü olduğunu, HUMK. 97. maddeye göre teminat
gösterme zorunluluğu bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, çekler, banka yazıları ve tercümeleri, İran Ticaret Kanunu'na ait
tercüme, dosya içeriğine göre, davalının çeklerin niteliğine ilişkin sair
itirazları yerinde kabul edilmeyerek tarafların yetkili yer ve uygulanacak
devlet kanununu belirleyen bir belge ibraz etmedikleri, icra takibinin
Türkiye'de yapılması nedeniyle zamanaşımı konusunda Türk Ticaret Kanunu
uygulanacağı, adı geçen Kanunun 726/1. maddesi hükmüne göre 6 aylık
zamanaşımı süresinden sonra bu dava açılmış olduğu gerekçesi ile, zamanaşımı
nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu çekler davalı Türk şirketi tarafından davalı yabancı lehtar
gösterilmek suretiyle İran'da dava dışı ve Hollanda'da bulunan muhatap banka
üzerine keşide edilmiş olup, yurt dışında ibrazında karşılıksız çıkmaları
nedeniyle davacı lehtar tarafından davalı keşideciden çek bedellerinin
tahsili için bu belgelere dayanılarak Türkiye'de alacak davası açılması
üzerine davalı keşideci, diğer savunmaları arasında zamanaşımı definde de
bulunmuş ve mahkemece de anılan çeklerin TTK.nun 726/1. maddesinde öngörülen
6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve bu sürenin de geçmiş olduğundan
bahisle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş bulunmaktadır.
Çekin bir yabancı tarafından ve yabancı ülkede yine yabancı olan muhatap
bankaya keşide edilmesi karşısında bu davada yabancılık unsuru bulunmaktadır.
Yabancılık unsuru bulunan bu tür davalarda uyuşmazlığın çözülmesinde,
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun (MÖHUK) 1 ve 2.
maddeleri hükümleri uyarınca uygulanacak hukuku, hakim tarafından Türk
Kanunlar ihtilafları kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı
hukuku re'sen saptayacak ve gerektiğinde yetkili yabancı hukukun muhtevasını
tespitinde tarafların yardımını isteyebileceklerdir. Yine aynı Yasanın 7.
maddesinde zamanaşımının, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanacak
hukuka tabi bulunduğu da hükme bağlanmış bulunmaktadır. Konunun özel olarak
düzenlendiği TTK.nun 732, 733. maddelerinde ise, çekten doğan taahhütlerin
neticeleri bu taahhütlerin vukubulduğu yer yani, keşide yeri memleket
kanununa göre tayin edileceği hüküm altına alındığı gibi, aynı Yasanın
730/21. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanan yine aynı yasanın 681.
maddesi hükmü uyarınca da çeklerde müracaat hakkının kullanılması için
gereken sürelerin tüm borçlular hakkında çekin keşide edildiği yer kanununa
tabi olacağı açıkça hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da, davalının Türk Ticaret Kanunundaki hükümlere dayanarak
zamanaşımı definde bulunması üzerine, davacı tarafça çekin keşide edildiği
yer olan İran Kanunlarına göre, daha uzun bir zamanaşımı süresine tabi olduğu
açıklanarak bu savunmaya karşı çıkılmış olunmasına ve bu konudaki yabancı
hukuk metinlerine de dayanılmış bulunması karşısında yukarıda değinilen
MÖHUK.nun 1, 2 ve 7. maddeleri ile TTK.nun 732, 733 ve 681. maddeleri
hükümleri çerçevesinde dava konusu, çeklerin tabi olduğu yabancı hukuktaki
zamanaşımı süresi saptanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi
gerekirken, davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan noterlikçe tercüme
tasdiki yabancı yasal düzenlemenin ne sebeble dikkate alınmadığı
belirtilmeden, sadece davanın Türkiye'de açıldığından bahisle davadaki
zamanaşımının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu kabul edilerek
davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği
temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.6.1990
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|