 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Beşinci Ceza Dairesi
E. 1990/3380
K. 1990/5426
T. 29.11.1990
* IRZA GEÇMEK
ÖZET : Mağdure, babası olan sanığın ırzına geçmesi olayını gizleyerek üç yıl
sonra açıkladığına göre, bu süre zarfında devamlı tehdit altında kaldığını
kabul etmek mümkün olmadığından sanık hakkında TCK.nun 414/1. maddesi
uygulanmalıdır.
(765 s. TCK. m. 414, 417)
6.7.1973 doğumlu öz kızı Ayla'nın müteselsil şekilde ırzına geçmekten ve
ruhsatsız bıçak bulundurmaktan sanık Mustafa'nın yapılan yargılaması sonunda,
TCK.nun 414/2, 80, 417, 59, 74, 75; 6136 sayılı Kanunun 15. maddeleri
gereğince 14 sene 7 ay ağır hapis, 5 ay hapis, 16.666 lira ağır para
cezasıyla mahkumiyetine, bıçağın zoralımına dair, (Konya Birinci Ağır Ceza
Mahkemesi)nden verilen 11.5.1990 gün ve 1990/9 esas, 1990/68 karar sayılı
hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık
tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname
ile daireye gönderilmekle; dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan
aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
Sanığın cinsel iktidarı haiz olduğunu belirleyen 25.1.1990 tarihli heyet
raporu içeriğine, ırza geçme eyleminin suç tarihinden üç yıl önce başlamış
olduğunun iddia ve kabul edilmesine göre tebliğnamedeki soruşturmanın
genişletilmesine ilişkin bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillerle, mahkemenin
tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik
olunan dosya münderecatına göre sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair
temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
13-14 yaşlarında olduğu sırada, 1986 yılı içerisinde babasının ırzına geçtiği
yolundaki mağdurenin ifadesi, sanığın emniyette verdiği beyanı ve dosya
kapsamı ile doğrulanmakta ise de, olayı gizleyip üç sene sonra açıklaması ve
bu süre zarfında devamlı tehdit altında kaldığını kabul etmek mümkün olmaması
nazara alınarak ırza geçme eyleminin maddi cebire dayalı olduğu yolundaki
iddiayı kabule yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı ve sanığın
TCK.nun 414/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden
yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, temyiz itirazları ile sanık vekilinin duruşmalı inceleme
sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu
sebeplerden dolayı istem gibi CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA),
29.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|