 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1990/3295
K. 1990/9001
T. 1.11.1990
* ALACAK DAVASI
* YASAMA TASARRUFLARINDAN
DOĞABİLECEK ZARARLARIN GİDERİMİ
ÖZET : Anayasaya uygun olduğu saptanan bir yasa kuralının, Kurumca yasaya uyun
olarak uygulanmasından bir zararın doğduğu ileri sürülemez.
4.847.472 TL. emekli aylığı ve sosyal yardım zammının yasal faizi ile birlikte
tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine ilişkin hükmün
süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca
istenilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki
kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit
edildi:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere
ve özellikle davacı, dava dilekçesinde, emekli aylığı ve sosyal yardımların
dondurulmasındaki haksızlığın tesbiti ile, dava tarihine kadar ödenmemiş
toplam 4.847.472 TL.nin yasal faizi ile birlikte fazlaya dair hakları saklı
tutularak tahsilini istemiş iken, 5.3.1990 tarihli dilekçesiyle, Anayasa
Mahkemesi'nin 22.1.1990 tarih ve 20410 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan
kararına atfen, davasının hukuki sebebini ıslah edip, tazminat davasına
çevirdiğini, dava konusu meblağın tazminat olarak hükmedilmesini bildirmiş
ise de, tazminat isteminin hukuki sebebi ile, talep edilen miktardaki zararın
oluşum biçimini açıklamamış bulunmasına, Türk mevzuatının re'sen uygulanması
çevresinde yapılan araştırmada da, böyle bir yasal dayanağa raslanmamasına,
sözkonusu Anayasa Mahkemesi kararının yer aldığı Resmi Gazete'nin 22.
sahifesinde kararın gerekçesi olarak ifade edilen "..Bu kişilerin
zararlarının karşılanması devlete güven ilkesinin bir gereğidir.." Devletin
yaptığı düzenlemeler ile haksız bir edinim sağlaması ve kişilerin haksızlığa
uğratılması kabul edilemez... yasanın düzenlenmesi sırasında ilgililerin
mağduriyetlerinin önlenmesini bir ölçüde gözetmesi ile kanun değişik yönlü ve
uygulamaya yönelik olmasından Anayasaya aykırılık oluşturan bir nitelik
görülmemekte ise de, uygulama sonuçlarının yeniden değerlendirilerek
mağduriyet konusunun yukarda belirtilen esaslarla genel hukuk ilke ve
uygulamaları doğrultusunda adaletli ve güvenilir bir biçimde çözümlenmesi
zorunludur.." şeklindeki anlatımın yasama organına yönelik bulunmasına,
hukukun genel ilkeleri çevresinde, adaletli ve devlete güven duygusuna uygun
bir düzenlemenin arzulanmasına ve fakat bu düzenlemenin henüz
gerçekleştirilmemesine, yasama tasarruflarından doğabilecek zararların
giderimi için, yasal olanak ve prosedürün ihdas edilmemiş bulunmasına,
olayda, haksız olduğu ileri sürülen yasama tasarruflarından doğan zararlar
için, Sos-yal Sigortalar Kurumu'na husumet yöneltilmiş olmasına, oysa, bu
Kurum'un, davacıyı geçici gösterge tablosundan borçlandırması ve aylık
bağlamasının 3395 sayılı Kanunun geçici 5. maddesi hükmüne uygun bulunmasına,
sonradan bu aylığı dondurması ve sosyal yardım zammını sınırlandırmasının da
352 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 3522 sayılı Kanun uyarınca
gerçekleştirilmesine, kaldıki bu işlemlerin, bu Kanunlara aykırı olduğu
yolunda bir iddianın sebketmemiş olmasına, 3395 sayılı Kanunun geçici 5.
maddesinin yukardaki temenniyi ileri süren Anayasa Mahkemesi'nce iptal
edilip, 3522 sayılı Kanunun iptalini öneren davanın da reddedilmiş ve bu
kanunun Anayasaya aykırı olmadığının belirlenmiş bulunmasına, Anayasaya uygun
olduğu saptanan bir yasa kuralının, Kurumca, yasaya uygun olarak
uygulanmasından bir zarar doğduğunun ileri sürülemeyeceğine, Anayasa
Mahkemesi'nin gerekçede yeralan yukardaki sözcüklerinin, vardığı sonuç ve
biraz önce açıklanan hukuk kuralı ile açık bir çelişkiyi oluşturmasına,
yasama organının, gelecekte bu konuda, davacı için dahi hak tanıyıcı bir
kuralı kabul etmesi halinde, davacının bundan yararlanmasının doğal
bulunmasına göre, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), davalı
avukatı yararına takdir edilen 100.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı
tarafa yükletilmesine, 1.11.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|