Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ondördüncü Hukuk Dairesi

	E.	1990/3274
	K.	1990/3736
	T.	16.4.1990

*  TAŞINMAZIN ORMAN SINIRLARI DIŞINA
    ÇIKARILMASI DAVASI
*  GÖREV
*  HAKEM

ÖZET : Taraflar, 3533 sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardan
 olduğundan aralarındaki uyuşmazlığın hakem yoluyla çözümlenmesi gerekir.

(3533 s. Tahkim K. m. 1)

Davacı Maliye Hazinesi temsilcisi tarafından, davalılar aleyhine 15.7.1988
 gününde verilen dilekçe ile orman niteliğini yitiren taşınmazın orman
 sınırları dışına çıkarılmamasına itiraz edilmesi üzerine yapılan duruşma
 sonunda; görevsizliğe ve dosyanın görevli Ayvalık Kadastro Mahkemesi'ne
 tevdiine dair verilen 14.6.1989 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi
 davalılardan Orman Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, süresinde
 olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya
 ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Taraflar, 3533 sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardandır. Bu
 Kanunun 2570 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince aralarındaki
 uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekmektedir.

Her ne kadar, 6831 sayılı Orman Kanununun 3373 sayılı Kanunla değişik 11/1.
 maddesi gereğince orman sınırlamasına karşı açılacak itiraz davalarında
 Kadastro Mahkemeleri görevlendirilmiş ise de bu, gerçek kişiliklerle ilgili
 davalar bakımındandır. 3533 sayılı Yasada yeralan özel yargılama usulü
 kaldırılmış değildir. Devlet kuruluşları arasındaki uyuşmazlığın en kısa
 yoldan çözümlenmesindeki amaç açıktır. Aslında Hakem sıfatı ile bakılacak bir
 dava dosyası, görev yönünden Kadastro Mahkemesine aktarılamaz.

Uyuşmazlığın 3533 sayılı Yasa hükümleri dairesinde ve Hakem sıfatı ile
 çözümlenmesi gerekirken Kadastro Mahkemesine gönderme kararı verilmesi doğru
 değildir.

S o n u ç : Temyiz itirazlarının yukarıda gösterilen nedenlerle kabulü ile
 hükmün (BOZULMASINA), yersiz alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
 16.4.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

*  Davacı Hazine 1028 ada 5 sayılı parselin orman niteliğini yitirdiğinden
 bahisle 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca
 orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasını istemiştir.

Yerel mahkeme davanın, 3402 sayılı Yasanın 24 ve 26 geçici 1/2. maddeleri
 uyarınca kadastro mahkemesinde görülmesi gerektiğini vurgulayarak Asliye
 Hukuk Mahkemesinin görevsizliğine karar vermiştir. Bu kararı davalı Orman
 Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.

Dairemizde yapılan temyiz incelemesinde çoğunluk düşüncesi davaya 3533 sa-yılı
 Yasa gereği hakem sıfatı ile bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik
 kararının bozulması yolunda oluşmuş isede bu görüşe katılmak olanaksızdır.

Şöyle ki; Çoğunluk düşüncesinin gerekçesinde şöyle denilmektedir: (6831 sayılı
 Yasanın 11/1. maddesine göre orman sınırlamasına itiraz davalarında her ne
 kadar kadastro mahkemeleri görevlendirilmiş ise de bu yalnız gerçek kişilerle
 ilgili davalar bakımındandır. 3533 sayılı Yasa da yer alan özel yargılama
 usulü kaldırılmış değildir).

 Bu gerekçeyi kabul etmek olanaksızdır. Öncelikle dayanılan 6831 sayılı
 Yasanın 11/1. ve enson değişiklik getiren 3373 sayılı Orman Yasasının 5.
 maddeleri aynen şöyledir: (Orman Kadastro Komisyonlarınca düzenlenen
 tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere tebliğ hükmündedir. Tutanak ve
 kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro
 mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde, kadastro davalarına
 bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve bu Kanunun 2. maddesine
 göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Tarım Orman ve Köy İşleri
 Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet
 içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü
 süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin 10 yıllık süre
 içinde dava açma hakları mahfuzdur).

Şimdi, yukarıya metnini aynen aldığım yasa hükmüne göre orman sınırlamasına,
 2/B maddesi uygulamasına karşı, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı ile HAK
 SAHİBİ GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER İTİRAZ EDEBİLİRLER denilmiştir. Bu maddede
 açıkça tüzel kişilere de itiraz ve dava hakkı tanındığı halde, çoğunluğun
 itiraz hakkının yalnız gerçek kişilere tanındığı yolundaki düşüncesinin
 dayanağı olamaz. Yasa tüzel kişilere açık ve kesin şekilde itiraz hakkı
 tanımıştır. Ayrıca yine bu maddeler orman kadastrosuna itiraz davalarının
 kadastro mahkemesinde görüleceğini de kesin olarak belirtmiştir. Yani orman
 tahdidi ve 2/b uygulamasından doğan her türlü davaya kadastro mahkemesi
 bakacaktır.

Yasanın açıkça kabul ettiği gibi,

Görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu ve tüzel kişilerinde itiraz
 hakkına sahip olduğu gerçeğine ek olarak kadastro mahkemelerinin çalışma
 düzenini ve kadastro konularını içeren 3402 sayılı Yasanın 26. maddesine
 değinmek gerekir.

26. madde şöyledir:

Zaman Bakımından Görev ve Yetki Kadastro Mahkemesi A) 10. maddeye göre
 kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları,

B) 11. maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,

C) Mahalli Hukuk Mahkemelerinden 27. madde uyarınca kadastro mahkemesine
 devredilen dava ve dosyaları,

D) Kadastro Mahkemesine dava açıldıktan sonra tesbitte önceki, haklara
 dayanarak asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları
 inceler ve karara bağlar.

Kadastro işlerinde 3533 sayılı KANUN HÜKÜMLERİ UYGULANMAZ. Maddenin devamında
 açıkça kadastro işlerinde 3533 sayılı Yasa hükümleri uygulanmaz, denilmiştir.
 Yani kadastro kanunlarında artık 3533 sayılı Yasa uygulanmayacak, olaylara
 hakem değil kadastro mahkemesi bakacak demektir. Orman Kadastrosu da bir
 kadastro işidir, tıpkı 3402 sayılı Yasanın kapsadığı genel kadastro işi gibi.

O halde konuyu özetleyecek olursak, 6831 sayılı Yasanın 11 ve 3373 sayılı
 Yasanın 5.maddesi orman tahdidi ile ilgili bu tür davaları kadastro
 mahkemesinin görev alanı içine almıştır.

Yine, 3402 sayılı Yasanın 26. maddesi kadastro işlerinde 3533 sayılı Yasanın
 uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Yine 11. maddede gerçek ve tüzel
 kişilerin dava hakkına sahip olduğu kabul edilmiştir.

Yasalarla tanımı yapılmış bu açık ve kesin olgu karşısında, gerçek kişiler
 dışında kimseye orman kadastrosu konusunda dava hakkı tanınmadığını düşünmek
 ve varsaymak olası değildir.

Yasa koyucu bu yolu bilerek saptamış ve izlemiştir. Hakem sıfatı ile bakılması
 gereği kabul edilmiş olsa idi bu maddelerin hiç biri bu şekilde
 düzenlenmezdi. 3533 sayılı Yasa iptal edilmemiştir, ama özellikle kadastro
 mahkemesinin görevine giren konularda uygulanmayacağı kesin olarak
 vurgulanmıştır.

Orman sınırlaması ve tahdit dışına çıkarma işlemlerine karşı açılan davalara
 kadastro mahkemesinde bakılacağı yasa hükmünün gereği olmakla beraber
 kadastro mahkemesi doğal olarak ormanlarla ilgili özel yasaları
 uygulayacaktır. Kadastro mahkemesinin tahdide itiraz davalarına bakması orman
 yasalarının uygulanmasına engel değildir. Yasa sadece görevli mahkemeyi
 belirlemiştir. Zira orman kadastrosu da bir kadastro işidir. Ormanla ilgili
 konularda yapılmış orman yasaları varolduğuna göre başka bir yasanın
 uygulanabileceğini düşünmek yersizdir.

İnceleme konusu olan bu dava orman dışına çıkarma işlemi yani orman tahdidi
 niteliğindedir ve açılan dava bu tahdit işlemine itiraz davasıdır. O halde
 değindiğim yasa hükümlerine göre davaya kadastro mahkemesi bakacaktır ve
 hakem sıfatı ile bakılmasını mümkün kılacak hiçbir yasal dayanak yoktur.
 Dolayısıyla yerel mahkemenin görevsizlik yolunda oluşan ve kadastro
 mahkemesinin yetkisinde olduğunu kabul eden hükmü doğrudur. Bozulmasını
 gerektiren bir neden yoktur.

S o n u ç : Yukarıda açıkladığım nedenlerle yerel mahkeme kararının O N A N- M
 A S I, gerektiği inancı ile çoğunluğun bozma yolunda oluşan düşüncesine
 karşıyım karara katılmıyorum.

Ferruh ATBAŞOĞLU
Üye            


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini