 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
İkinci Hukuk Dairesi
E. 1990/3102
K. 1990/9263
T. 11.10.1990
* TENFİZ DAVASI
ÖZET : 2675 sayılı Yasanın 38. maddesinde belirtilen yasal koşullardan yoksun,
çekişmesiz yargıyı dahi ilgilendirmeyen önlem niteliğindeki idari işlemin
mahkemece verilmiş bir hüküm olarak kabulü ile yerine getirilmesine karar
verilmesi doğru değildir.
(2675 s. MÖUHK. m. 38)
İbrahim ile Emine ve arkadaşları arasındaki tenfiz davasının yapılan
muhakemesi sonunda verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle; evrak
okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, Köln Sulh Mahkemesi'nin 11.5.1989 günü açıp içeriğini mahkeme
tutanağına geçirdikten sonra saklanmak üzere alıkonulan miras bırakan
Nizamettin'e ait vasiyetin açılmış olduğuna ilişkin yabancı ülke Sulh Hukuk
Mahkemesine ait kararın yerine getirilmesi (tenfizi) istenmiştir.
Yerine getirilmesi (tenfizi) istenen yabancı ülke kararı, vasiyetnamenin
açılıp saklanmasını öngören tedbir (önlem) niteliğindeki bir işlemdir. Oysa,
yabancı yargıdan hukuk davalarıyla ilgili verilmiş kararların tanınması veya
yerine getirilmesi istenebilir. Bunun için de o kararın, 2675 sayılı Yasanın
38. maddesiyle öngörülen, iki ülke arasındaki karşılıklılık koşuluna bağlı
olarak, hükmün özellikle (münhasıran), Türk yargısının yetkisine girmeyen bir
konuyu içermesi, davalının savunma hakkının kısıtlanmış olması, hükmün o ülke
yasalarına göre kesinleşmiş ve Türk Kamu düzenine açıkça aykırı olmaması,
Türk vatandaşlarının kişilik hallerine ilişkin davalarda Türk kanunlar
ihtilafı kurallarının gösterdiği hukukun uygulanmış olması gerekir.
Belirtilen yasal koşullardan yoksun, çekişmesiz yargıyı dahi ilgilendirmeyen
önlem niteliğindeki idari işlemin mahkemece verilmiş bir hüküm olarak
kabulüyle yerine getirilmesine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
S o n u ç : Temyiz isteği bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün
açıklanan gerekçe ile (BOZULMASINA), 11.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|