 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/2596
K. 1991/1440
T. 25.2.1991
* KISA KARAR
* GEREKÇELİ KARAR
ÖZET : Gerek Anayasa'nın koymuş olduğu yargılamanın açıklığı kuralı, gerekse
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi hükmünce verilen kararlar
alenen tefhim edilmelidir. O halde, zorunlu nedenlerle yanlız hüküm sonucunun
tefhim edildiği hallerde sonradan yazılacak gerekçeli karar ile tefhim olunan
hüküm sonucunun başka başka mahiyette olmaları aleniyet kuralına aykırı
düşer. İlamın tefhim edilen karara uygun olarak düzenlenmesi zorunludur.
(1086 s. HUMK. m. 382)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan
yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 32 .... 127 pla-kalı araç
için 841.960 liranın 17.5.1987 tarihinden itibaren 30 yasal fai-ziyle
birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya
ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı idare
avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından
düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan bu davada, duruşmaya son
verildikten sonra taraf vekillerinin yüzlerine karşı bildirilen kısa kararda
32 .... 229 plakalı vasıta için 542.980 lira, 32 ..... 227 plakalı vasıta
için 841.960 lira olmak üzere toplam 1.384.940 liranın kabulüne hükmedildiği
açıklandığı halde, gerekçeli kararda 32 .... 127 plakalı vasıta için 841.960
liranın tahsiline karar verildiği görülmektedir.
Oysa; gerek Anayasanın koymuş olduğu yargılamanın açıklığı kuralı, gerekse
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi hükmü gereği olarak verilen
kararlar alenen tefhim edilmelidir. O halde, zorunlu nedenlerle yalnız hüküm
sonucunun tefhim edildiği hallerde sonradan yazılacak gerekçeli karar ile
tefhim olunan hüküm sonucunun başka başka mahiyette olmaları aleniyet
kuralına aykırı düşer ki, bu da mahkemelere olan güveni sarsar. Gerçekten,
toplam 1.384.940 liranın tahsiline karar verilmişken sonra bundan dönülerek
841.960 lira tazminatın tahsilini içeren bir ilamın varlığı düşünülemez.
Diğer bir deyimle, ilamın tefhim edilen karara uygun olarak düzenlenmesi
zorunludur. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması bu doğrultudadır. O halde
aslolan son oturumda taraf vekillerinin yüzlerine karşı tefhim olunan hüküm
sonucu (kısa karar) olduğuna göre bu hüküm sonucu gibi karar verildiğine dair
gerekçeli karar yazılıp taraflara tebliğ edilmesi ve ona karşı kanun yoluna
başvurulması halinde dosyanın gönderilmesi gerektiğinden temyiz olunan
gerekçeli karar bu nedenle bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz olunan gerekçeli kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA),
bozma nedenine göre tarafların öteki temyiz itirazlarının incelenmesine
şimdilik yer olmadığına ve peşin alanın harcın istek halinde geri
verilmesine, 25.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|