 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dokuzuncu Ceza Dairesi
E. 1990/2353
K. 1990/3216
T. 11.10.1990
* 213 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
ÖZET : Sanıklar arasındaki ortaklığın nev'inin belirlenip, kollektif ya da
limited şirket olduğunun anlaşılması halinde, şirket mukavelesi yada
ortakların ekseriyeti veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve
temsilinin kim yada kimlere ait olduğu tesbit edildikten sonra sanığın hukuki
durumunun tayin ve takdiri gerekir.
(6762 s. TTK. m. 160, 175, 540/1-2, 541)
213 sayılı Kanuna muhalefetten sanıklar Ziya ve Mehmet'in yapılan
yargılamaları sonunda, sanık Ziya'nın beraatine, sanık Mehmet'in
mahkumiye-tine, cezasının ertelenmesine dair (Adana Dördüncü Asliye Ceza
Mahkemesi)nden verilen 21.2.1990 gün ve 1989/750 esas, 1990/129 karar sayılı
hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş
olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye
gönderilmekle incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanıklar haklarında tanzim edilen Kaçakçılığa Teşebbüs Suçu Raporunda
"Z.K......" olarak belirtilen ortaklığın; 6.4.1988 günlü suç tesbit tunağında
Kollektif Şirket, sanık Ziya'nın 4.10.1989 günlü duruşmadaki anlatımında ise
Limited Şirket olduğu belirtilmektedir.
Kollektif şirketlerle ilgili olarak; Türk Ticaret Kanununun 160. maddesinde;
"Ortaklardan her birinin ayrı ayrı şirketi idare hak ve vazifesini haiz
olduğu, şirket mukavelesi veya ortakların ekseriyeti ile idare işlerinin
ortaklardan birine veya birkaçına yahut hepsine verilebileceği", 175.
maddesinde ise; "Şirketi temsil selahiyeti ve vazifesinin mukavelede aksine
hüküm olmadıkça 160. madde gereğince şirket işlerini idare hak ve vazifesini
haiz olanlara ait olacağı",
Limited şirketlerle ilgili olarak, anılan Kanunun 540/1-2. maddesinde, "Aksi
kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatiyle şirket
işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları, şirket
mukavelesi veya umumi heyet kararları ile şirketin idare ve temsilinin
ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabileceği", 541. maddesinde ise;
"Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsilinin
ortak olmayan kimselere de bırakılabileceği" açıklanmıştır.
Şu hale göre; sanıklar arasındaki ortaklığın nev'inin belirlenip, kollektif
yada limited şirket olduğunun anlaşılması halinde, şirket mukavelesi veya
ortakların ekseriyeti veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve
temsilinin kim yada kimlere ait olduğu tesbit edildikten sonra sanık Ziya'nın
hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, soyut savunmalara istinaden,
işyerini fiilen işleten durumunda olmadığının kabulüyle yazılı şekilde
beraatine karar verilmesi,
II- Mehmet yönünden yapılan incelemede:
1- Dosyada mevcut defterdarlık mütalaasının Ziya'ya ilişkin olduğu, sanık
Mehmet hakkında ise 213 sayılı Kanunun 367. maddesi uyarınca verilmiş mütalaa
bulunmadığı gözetilmeden açılan davaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabule göre de;
A- 213 sayılı Kanunun 231/5. maddesine göre, faturanın malın teslimi veya
hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 10 gün içinde düzenlenebileceği
hükme bağlanmış bulunduğundan bu husus araştırılmadan, malın teslimi anında
fatura düzenlenmesi gerektiğinin kabulü suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet
kararı verilmesi,
B- Müdahale talep tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine
aykırı olarak müdahil lehine noksan vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi
(BOZULMASINA), 11.10.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.
|