 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1990/2198
K. 1990/5337
T. 6.12.1990
* ESER SÖZLEŞMESİ
* MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET : Sözleşmeye aykırılık nedeniyle Borçlar Kanununun 98. maddesinin 2.
fıkrası ile aynı Yasanın 49. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat isteminde
bulunulması, kanuna ve Yargıtay'ın uygulana gelmekte olan yerleşmiş
içtihatlarına ve öğretideki bu doğrultuda oluşan baskın görüşlere uygun
bulunmaktadır. Ancak, salt sözleşmeye aykırı davranış, manevi tazminat istemi
için yeterli olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar
sebebiyle aynı zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24.
maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenle de Borçlar Kanununun 41. maddesi
hükmü uyarınca haksız bir eylem olarak değerlendirilmesi gerekli olup, ayrıca
Borçlar Kanununun 49. maddesi hükmü gereğince kusurun özel ağırlığı da
aranmalıdır.
(818 s. BK. m. 24, 41, 49, 98/2)
Taraflar arasındaki davanın, (İstanbul Asliye Birinci Ticaret Mahkemesi)nce
görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 7.2.1990
tarih ve 495-445 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı
vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve
delillerin takdirinde bir isabetsizik bulunmamasına göre davalı şirketin
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları
reddedilmelidir.
2- Davacı taraf davasında, ayrıca 20.000.000 TL. manevi tazminat isteminde de
bulunmuş ve mahkemece de bilirkişi raporuna dayanılarak, istem doğrultusunda
karar verilmiştir.
Ancak, burada çözümlenmesi gereken husus, sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle
manevi tazimanat isteminde bulunma olanağı olup olmadığı ve mevcutsa
şartlarının neler olduğudur.
Borçlar Kanununun 98. maddesinin 2. fıkrasında aynen; "haksız fiillerden
mütevellit me'suliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de
tatbik olunur" denilerek, sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle manevi
tazminat isteminde bulunabileceğini açıkca kabul etmektedir.
Sözleşmeye aykırılık nedeniyle Borçlar Kanununun 98. maddesinin 2. fıkrası
yollaması ile aynı Kanunun 49. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat
isteminde bulunulması, kanuna ve Yargıtay'ın uygulana gelmekte olan yerleşmiş
içtihadına ve öğretideki bu doğurultuda oluşan baskın görüşlere uygun
bulunmaktadır.
Ancak, salt sözleşmeye aykırı davranış, manevi tazminat istemi için yeterli
olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle, aynı
zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında
zedelenmesi ve bu nedenle de Borçlar Kanununun 41. maddesi hükmü uyarınca,
haksız bir eylem olarak değerlendirilebilmesi gerekli olup, ayrıca Borçlar
Kanununun 49. maddesi hükmü gereğince kusurun özel ağırlığı da aranmalıdır.
Somut olayımızda, yukarıda açıklanan hususların oluştuğu kanıtlanmadığı gibi
dosya kapsamından da söz konusu şartların oluştuğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek, noksan inceleme ve yanlış
değerlendirmeye dayanılarak, yazılı şekilde davacı tarafın 20.000.000 TL.
manevi tazminat istemininde kabulü ile bu miktara hükmedilmesi usul ve yasaya
aykırı bulunmuştur.
S o n u ç : Yukarda birinci bendde yazılı nedenlerle davalı vekilinin yerinde
görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde yazılı tem-yiz
itirazının kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), kendisini duruşmada vekille temsil
ettiren davalı yararına tayin ve takdir olunan 24.800 TL. duruşma vekalet
ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, istek halinde
ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalıya geri verilmesine,
6.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|