 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1990/1959
K. 1992/96
T. 15.1.1992
* SÜRESİZ AKİT
* OLAĞAN FESİH İMKANI
ÖZET : Süresiz akitlerde uygun bir ihbar süresi tanınarak ve bir fesih sebebi
göstermeye gerek olmaksızın olağan fesih imkanı da mevcuttur. Ancak,
davalının bu yolu izlemesi için makul bir süre önce fesih ihbarı yapması
gerekir.
(6762 s. TTK. m. 133)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Yedinci Asliye Ticaret
Mahkemesi)nce verilen 12.12.1989 tarih ve 964-1144 sayılı hükmün duruşmalı
olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki
kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 21.4.1986 tarihli bayilik
sözleşmesi aktedildiğini ve müvekkilinin Çanakkale İli hudutları dahilinde
tek yetkili satıcı olduğunu, davalı üreticinin sözleşmenin 6. maddesine göre
günde 30 ton çimentoyu düzenli biçimde göndermeyi üstlenip bu duruma
24.4.1986-31.8.1986 tarihleri arasında riayet ettiğini, 31.8.1986 tarihinden
itibaren ise sevkiyatı durdurduğunu, sözleşmeye göre çimento alımının CİF
satış şeklinde olmasına rağmen davalının fabrika bant teslimi fiyatıyle
verilebileceğini bildirerek sözleşmeyi ihlal ettiğini ve 17.9.1986 tarihli
ihtarnameye rağmen akti ifaya yanaşmadığını, müvekkilinin 31.8.1986'dan dava
tarihine kadar 3.361.500 TL. kar kaybına uğradığını belirterek, aktin ifasına
ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.361.500 TL. zararın dava
tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini
istemiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin Çanakkale pazarına girebilmek için
davacıya diğer bayilere göre indirimli fiyatla çimento verildiğini ve
uygulama döneminde 71.397.750 TL. zararın sineye çekildiğini, ancak davacının
sözleşmeye aykırı davranıp Çanakkale İli dışında İstanbul ve Edirne'de de
satış yaptığını ve torba başına kendisine tanınan 350-400 TL.na varan
avantajını kullandığını, hemen uyarılmasına rağmen akti ihlale devam
ettiğinden sevkiyatın durdurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 21.4.1986 tarihli protokola, davacının 16.9.1986 tarihli
ihtarnamesine davacının defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi
incelemesine ve istenen tazminat yönünden yaptırılan ayrı bir bilirkişi
incelemesine, davalı tanıklarının beyanlarına ve tüm dosya içeriğine
dayanılıp, protokolün uygulandığı 24.4.1986-31.8.1986 tarihleri arasında
davacının aldığı 8081 ton çimentonun cüzi bir miktarını Çanakkale İli dışında
sattığı ancak bu davranışının protokolün hiç bir maddesine aykırılık teşkil
etmediği, esasen davalının bu dava açılana kadar TTK.nun 20/3. maddesine
uygun biçimde akti öne sürdüğü nedenlerden dolayı feshi yolunda bir girişimde
bulunmadığı, bu itibarla protokolün halen yürürlükte olduğu ve istenen
tazminat miktarının da Kadri marufunda bulunduğu sonucuna varılarak, aktin
ifasına ve 3.361.900 TL.nın dava tarihinden itibaren 30 faiziyle davalıdan
tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında 21.4.1986 tarihinde tek satıcılık sözleşmesi yapılmıştır.
Davalı satıcı, davacının Çanakkale hudutları dışında satış yaparak akti ihlal
ettiği iddiasıyla 31.8.1986 tarihinde çimento teslimine son vermek suretiyle
akti fesih iradesini eylemli olarak belirtmiştir. Ancak davalının yazılı
olmayan ikaz ve ihtarı üzerine davacının buna uyarak Çanakkale dışına yaptığı
satışları durdurduğu halde, davalının bir süre daha teslimata devam etmesi
onun fesih iradesinin geçersiz sayılmasını gerektirir. Böylece haklı sebebe
dayanarak yapılan olağanüstü fesih işlemi geçerli olmaz.
Süresiz akitlerde diğer bir fesih yolu olarak, uygun bir ihbar süresi
tanınarak ve bir fesih sebebi göstermeye gerek olmaksızın olağan fesih imkanı
da mevcuttur. Ancak, davalının bu yolu izmelesi için makul bir süre önce
fesih ihbarı yapması gerekir. davalı eylemli olarak 31.8.1986 tarihinde fesih
iradesini kullandığına göre, davalının davacıya yöneltmesi gereken fesih
ihbarı süresi kadar bir zaman dilimi içinde aktin ayakta kalacağının kabulü
icap eder.
Bu sebeple, mahkemece uzman kişilerden oluşacak bir bilirkişi heyetine,
tarafların durumu, yapılan anlaşmanın niteliği ve hacmi gözönünde tutulmak
suretiyle bu süresiz aktin feshi için davalının ne kadar bir süre önce fesih
ihbarında bulunması gerekeceği tesbit ettirilerek, eylemli fesih tarihinden
itibaren tesbit edilecek ihbar süresi sonuna kadar olan dönem için
sözleşmenin 3 ve 4. maddeleri de gözönünde tutularak davacının talepleri
değerlendirilmek gerekir.
Mahkemece, yukarda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak eksik inceleme ve
hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,
bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı yararına
(BOZULMASINA), taraf vekilleri geldiğinden 250.000 TL. duruşma vekillik
ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin
harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.1.1992 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|