 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/15812
K. 1991/1863
T. 26.2.1991
* KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA
ÖZET : Kamulaştırmasız elatmadan söz edebilmek için; elatmanın, kamusal
hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olması gerekir.
(YİBK., 16.5.1956 gün ve 1/6 s.)
Dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde kamulaştırmasız elatma nedeniyle
toplam 24.000.000 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı
taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile
15.718.200 liralık bölümünün tahsiline dair verilen hükmün temyiz
incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından
istenilmekle; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere
ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair
temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davada davalı idarece, davacının tapulu tarlasının bir kısmından toprak
alınmak ve bir kısmına da toprak yığılmak suretiyle kamulaştırmasız
elatılarak kullanılamaz hale getirildiği iddiasıyle tazminat istemiştir.
Mahkemece de olayı, kamulaştırmasız eletama olarak nitelindirilip sözkonusu
yerlerin saptanan bedeline hükmedilmiştir.
Oysa, kamulaştırmasız elatmadan sözedebilmek için; elatmanın, kamusal hizmete
tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olması lazım gelir. Olayımızda ise,
davacının dava konusu yaptığı taşınmazına vaki elatma böyle bir amaca yönelik
olmadığı gibi özellikle o yerleri kullanmadığı ve eli altında bulundurmadığı
cihetle kalıcı nitelik taşıdığından sözetmekte olanaksızdır.
O halde; davada hukuksal sebebin belirtimi hakime mevdu bir iş olup tarafların
bu konudaki iddia ve taleplerinin bağlayıcı olmayacağı kuralı gözetilerek
olayın alelade bir haksız eylem olarak kabulü ile, toprak alınan ve toprak
yığılan sözkonusu yerlerin eski haline getirilmesi için sarfı lazım gelen
giderlerin usulünce saptanması ve işte bu tür zararın tazminine karar
verilmesi gerekirken, bu hususların düşünülmeyerek belirtilen şekilde
taşınmazın bedeline hükmedilmesi yersizdir.
Kabul şekline göre de; anılan taşınmazın daha önce belli bir kısmının
kamulaştırılmış olduğu cihetle kamulaştırma planının da mahalline
uygulanarak, kamulaştırılan ve kamulaştırmasız elatıldığı ileri sürülen
yerlerin aynı kroki içinde birlikte olarak gösterilmesinin sağlanması ve
böylece kamulaştırmasız elatıldığı iddia edilen yerlerin kesin miktarlarının
sağlıklı bir biçimde ortaya çıkarılması gerekirken bu yönden eksik inceleme
ile hüküm kurulması ve ayrıca kamulaştırmasız elatıldığı öne sürülen kısmın
tapu kaydının ifrazen davalı idareye geçirilmesine ilişkin hükmün bir takım
koşullara bağlanması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve Yargıtay
duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için yürürlükte bulunan
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 24.800 lira
vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve peşin alınan
harcın istek halinde davacıya iadesine, 26.2.1991 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|