 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1990/14903
K. 1993/7008
T. 6.7.1993
* MER'A TAHSİS BELGESİ
ÖZET : Dört yanı kesinleşmiş mer'a parseli ile çevrili olduğu takdirde bunlar
arasında kalan dava konusu taşınmazın da mer'a olduğu kabul edilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 16/B)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde
olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü:
Kadastro sırasında 6086 parsel sayılı, 50200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz
niza dışı 624 sayılı parselin yüzölçümü fazlası olduğundan ve mer'a-dan
açıldığından sözedilerek ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit
edilmiştir. İtirazı, kadastro komisyonunca reddedilen Mustafa mirasçıları
vergi kaydına, miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine
dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu
taşınmazın payları oranında Mustafa mirascıları adına tapuya tesciline karar
verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın mer'a genel sınır krokisine nazaran tahsisli
mer'anın dışında kaldığı kültür arazisi niteliğinde bulunduğundan sözedilerek
hüküm kurulmuş ise de delillerin değerlendirilmesi dosya kapsamına aykırı
bulunmaktadır. dava konusu taşınmaza bitişik 624 sayılı parsele revizyon
gören vergi kaydı dava konusu taşınmaz yönünü boş olarak göstermiştir. Bunun
dışında taşınmazın doğu, batı, kuzey ve güney bölümü kesinleşmiş 618 parsel
sayılı mera parseli ile çevrilidir. Bu durum karşısında taşınmazın tahsis
haritasının kapsamı dışında kaldığı düşünülemez 618 parsel sayılı meranın
devamı niteliğinde bulunmaktadır. Mer'alar üzerinde sürdürülen zilyetlik
hukukça değer taşımaz. Bu nedenlerle taşınmazın mer'a olarak
sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı
biçimde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu
nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 6.7.1993
gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
* Dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında 7.9.1950 tarihinde toprak
tevzii komisyonunca mer'a tahsisi yapılmış, mer'a tahsis kararı onaylanmış ve
haritaya bağlanmıştır. Mahkemece mer'a tahsis kararı ve dayanağı harita
uygulanmış, dava konusu taşınmazın mer'a tahsis kararı ve dayanağı harita
dışında kaldığı yapılan uygulama ve teknik bilirkişi raporu ile saptanmıştır.
Kadim mer'aların bulunduğu köylerde, yetkili makamlarca daha sonra mer'a
tahsisi yapılıp ve tahsis kararı kesinleşmiş ise mer'a tahsisinin yapıldığı
ve tahsis kararının kesinleştiği günde çalışma alanındaki kadim mer'aların
kadimlik niteliği ortadan kalkar. Zilyetlik yoluyla iktisap edilebilen
taşınmaz niteliğini kazanır. Bu davada dava konusu taşınmazın tutanağı 1971
yılında düzenlenmiş, mer'a tahsisi ise 7.9.1950 gününde toprak tevzii
komisyonunca yapılmıştır. Mer'a tahsisinin yapıldığı günden sonra başlayan ve
tesbit gününe kadar davacı tarafça sürdürülen zilyetlik süresi iktisaba
yeterli süreye ulaşmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi
hükmünde öngörülen koşullar araştırılmış, davacı yönünden herhangi bir
engelin bulunmadığı belirlenmiştir. Şu hale göre dava konusu taşınmaz
üzerinde davacı yararına zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşulları
gerçekleşmiş bulunmaktadır. Taşınmazın çevresinin kadim mer'a olarak tesbit
edilmiş ve bu tesbitin kesinleşmiş olması açıklanan nedenlerle kadimlik
niteliği ortadan kalktığından hukukca bir anlam taşımaz. Bu durumda
taşınmazın davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir
isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, hükmün o n a n m a s ı
düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.
Hüseyin ÖRMECİ Günay KAYNAK
Başkan Üye
|