 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E.1990/13-498
K.1990/590
T.21/1/1990
ÖZET: Vekaleti olmaksızın başkası hesabına tasarrufta bulunan kimse o
işi, sahibinin yararına ve tahmin olunan maksadına göre yapmaya mecburdur.
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; (Ankara Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi)nce davanın kısmen kabulüne
dair verilen 8/12/1988 gün ve 418-765 sayılı kararın incelenmesi davacı ile
davalı Rahim vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onüçüncü Hukuk
Dairesi'nin 25/12/1989 gün ve 5220-7589 sayılı ilamiyle; (...Davalılardan
Rahim, yaptırılan proje dolayısıyle diğer davalı Hasan Ali'ye proje
ücretinden dolayı borcu bulunmadığını, bedelin fazlası ile ödendiğini,
davacıya da Hasan Ali'ye proje bedeli ödemesi hakkında bir talimat
vermediğini ileri sürmüştür. Davacı 25/10/1988 günlü oturumdaki isticvabında,
projeleri Hasan Ali'den istediğinde, parasını alamadığını söylediğini,
kendisinin taraflara itimat ettiğinden istenen 8.900.000.- lirayı çekle
verdiğini, bu konuda davalı Rahim'le konuşmasına olanak bulunmadığını
açıklamıştır. Bu sözlerden davalı Rahim'in proje bedeli olarak diğer davalıya
para ödemesi için bir talimat vermediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin, davalı
Rahim'in davacıya bu konuda talimat verdiğini, davacının ödemeye yetkili
olduğunu, davanın buna dayanarak ödediği bedeli vekil olarak müvekkil
durumundaki Rahim'den isteyebileceğini kabul etmesi ve savunmaya ve dosya
içeriğine aykırıdır.
Olayda uyuşmazlığın çözümü ve davacıya karşı davalıların sorumluluğu,
proje bedelinden davalı Rahim'in davalı Hasan Ali'ye borçlu olup olmadığına
ve miktarına bağlıdır. Davalı Rahim'in diğer davalıya proje bedelinden borcu
olduğu kanıtlandığı takdirde, Rahim'in talimatı olmasa dahi borcun davacı
tarafından Hasan Ali'ye ödenmesi halinde davacı vekalet tasarruf hükümleri
uyarınca ödediği borç miktarında Rahim'e başvurma hakkına
sahiptir. Davacının Hasan Ali'ye ödemesi Rahim'in Hasan Ali'ye olan
borcundan fazla olması halinde, davacı ödediği bu fazla miktar için ya da
Rahim'in hiç borcu olmaması durumunda ise ödediği tüm tutar dolayısıyle
sebepsiz iktisap hükümlerine dayanarak davalı Hasan Ali'den istekte
bulunabilir.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, davalılardan Hasan Ali tarafından
yapılıp teslim edilen iş dolayısıyle Rahim'in borcu olup olmadığını ve varsa
miktarını iş bedeli ve ödemeleri gözönünde tutularak ve gerektiğinde bu
konuda bilirkişi incelemesi yapılarak tespit etmek, hasıl olacak sonuca göre
davalıların sorumluluğunu belirlemek ve ona göre bir karar vermekten
ibarettir.
Mahkemece, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması
yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,
yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: 1-Davacı Vekili
2-Davalı Rahim Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Davalı Rahim, davacıyı, diğer davalı Hasan Ali'de bulunan mimari
projesini alması için yetkili kılmışsa da bu yetkinin, proje mimarına bir
bedel ödemeyi kapsamadığı belirlenmiş durumdadır.
Davacının, yetkisiz olarak, davalı Hasan Ali'ye bir miktar para ödemiş
olmasından doğan uyuşmazlığın "vekaletsiz iş görme" hükümlerine göre çözüme
ulaştırılması gerekir.
Vekaleti olmaksızın başkası hesabına tasarufta bulunan kimse, o işi,
sahibinin yararına ve tahmin olunan maksadına göre yapmaya mecburdur (BK.
410).
Vekaletsiz iş görenin sorumluluğunu düzenleyen BK.nun 411. maddesinde
de başkası namına tasarrufta bulunan kimsenin her türlü ihmal ve
tedbirsizlikten sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla, davalı Rahim'in diğer davalıya çizdirdiği proje
bedelinden dolayı bir borcu bulunup bulunmadığının saptanması gerekir.
Davacı tarafından, proje mimarı davalıya iş sahibi davalı Rahim'in
borcundan fazlasının ödenmiş olduğunun tespiti halinde ise fazla ödenen
paranın davalı Hasan Ali'den "nedensiz zenginleşme" hükümleri çerçevesinde
geri alması gerekeceği de kuşkusuzdur.
Davalılar arasındaki alacak-borç durumunun kendi iç ilişkileri olduğu,
bu uyuşmazlığın parayı ödediği tartışmasız bulunan davacıyı ilzam etmeyeceği,
o nedenle de paranın, namına ödenen davalı Rahim'den alınmasının yerinde
olacağı düşünülebilirse de, hiç borcu bulunmadığı ya da ödenenden çok daha az
olduğu belirlenebilecek hallerde, iş sahibinin bu paranın tamamını sebepsiz
yere ödemeye mecbur kalacağı ve hakkaniyete uygun düşmeyecek bir sonuç
meydana getirileceği aşikardır.
Bu durumda, Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire
bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya
aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekili ile davalı Rahim vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan Özel Daire bozma kararında
gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA)
istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21/11/1990 gününde
yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.
Birinci Başkanvekili 11.Huk.D.Bşk. 4.Huk.D.Bşk. 6.Huk.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR Y.Okçuoğlu T.Uygur A.Berksun
Onama Onama
7.Huk.D.Bşk. 9.Huk.D.Bşk. 5.Huk.D.Bşk. H.Özer
İ.H.Güroğlu E.Çubukçu A.H.Karahacıoğlu Onama
Onama
12.Huk.D.Bşk.V. 8.Huk.D.Bşk.V. H.H.Karadoğan 10.Huk.D.Bşk.V.
K.G.Yelço M.F.Ildız Onama B.C.Kadalar
Onama
S.Dinçaslan M.Demirtürk M.Elçin T.Y.Darendelioğlu
S.Rezaki T.Alp M.S.Atalay Ç.Aşçıoğlu
E.Özdenerol Y.Yılbaş K.Tokman C.Çetiner
İ.P.Solak N.Turhan K.F.Çavga S.Atabek
Onama Onama
S.Çelik M.A.Selçuk M.Tunaboylu S.Sapanoğlu
A.M.Çiftçi M.H.Surlu
Onama
|