 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/12652
K. 1991/7618
T. 2.7.1991
* ECRİMİSİL
* İNTİFADAN MEN
ÖZET : Ecrimisil istemi, hak sahibi zilyedin kötü niyetli zilyetten
isteyebileceği bir tazminat olarak nitelendirilebilir.
Kural olarak paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil
isteyemezler. Fakat bu kuralın bir takım istisnaları bulunmaktadır. Bunlardan
birisi de, (muris ya da taraflarca ortaklaşa dikilip yetiştirilen) meyve
bahçesi gibi doğal ürün veren yerler için söz konusudur.
(743 s. MK. m. 908)
Dava dilekçesinde, 4.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte
davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine
gidilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Ecrimisil istemi, hak sahibi zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği
bir tazminat olarak nitelendirilebilir. Bu da gelir getirebilecek bir yerin
işgali nedeniyle malikin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yüzünden, mal
varlığındaki artışa engel olmak şeklinde tezahür eder. Bu engel olmanın
sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalma en az kira, en çoğuda tam gelir
yoksunluğu olarak değişebilir. Dava dilekçesinde, kira ya da tam gelir istemi
yönünden bir açıklama bulunmamaktadır. Mahkemece, her şeyden önce davacı
tarafa bu hususu açıklattırmak gerekir. Zira, istek dışına çıkılarak ürün ya
da kira esasına göre hesaplanacak ecrimisile hükmedilemez.
Bundan ayrı olarak, tarafların paydaş olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak
paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
Fakat bu kuralın bir takım istisnaları bulunmaktadır. Bunlardan birisi de,
(muris ya da taraflarca ortaklaşa dikilip yetiştirilen) meyva bahçesi gibi
doğal ürün veren yerler için sözkonusudur. Mahkemece hangi parselin meyva
bahçesi, hangisinin tarım arazisi olduğu üzerinde durulmadan sonuca
varılmıştır.
Mahkemece, yukarıdaki ilkeler ışığı altında araştırma ve soruşturma yapılarak,
tarafların iddia ve savunmaları ile toplayacağı delil doğrultusunda varılacak
uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken, hükme esas tutulmaya
elverişli bulunmayan eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm
kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin
ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.7.1991 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|