Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



T.C
Y A R G I T A Y
Ondördüncü Hukuk Dairesi

	E.	1990/10854
	K.	1991/725
	T.	28.1.1991

*  ORMAN SINIRLAMASINA İTİRAZ

ÖZET : Dava, Orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Kanundaki usul
 ve yöntemle uyuşmazlığın çözümleneceğine dair bir hüküm getirilmemiştir. Bu
 durum muvacehesinde HUMK.nun genel hükümlerinin tatbik edilmesi gerekir.

Taraflar son oturuma gelmediklerinden dosyanın yenileninceye kadar ortadan
 kaldırılmasına karar verilmelidir. İşin esası hakkında hüküm tesisi doğru
 değildir.

(1086 s. HUMK. m. 409)

Davacı Ahmet vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.6.1985 gününde verilen
 dilekçe ile orman sınırlamasına itiraz edilmesi üzerine yapılan duruşma
 sonunda, davanın kabulüne dair verilen 27.12.1989 günlü hükmün Yargıtay'ca
 incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle; süresinde olduğu
 anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve
 içerisindeki bütün kaığıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Her ne kadar 6831 sayılı Orman
 Kanununun 3373 sayılı Kanunla değişik 11. maddesi gereğince bu tür davaların
 Kadastro Mahkemelerinde bakılması gerekiyorsa da, 3402 sayılı Kanundaki usul
 ve yöntemle uyuşmazlığın çözümleneceğine dair bir hüküm getirilmemiştir.
 Dolayısiyle Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunundaki genel hükümler tatbik
 edilmelidir. Taraflar son oturuma gelmediklerine nazaran 409. madde gereğince
 dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmelidir. İşin
 esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

S o n u ç :  Temyiz itirazlarının yukarıda gösterilen nedenlerle kabulü ile
 hükmün (BOZULMASINA) ve nedenine göre sair hususların incelenmesine yer
 olmadığına, gereksiz alınan Orman İdaresine ait temyiz harcının istek halinde
 iadesine, 28.1.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

*   Davacı, orman tahdidi içine alınan taşınmazların orman olmadığını ileri
 sürerek tahdidin iptalini istemiş, yerel mahkeme davayı kabul etmiştir.

Temyiz incelemesi sırasında Dairemizde çoğunluk, taraflar son oturuma
 gelmediğine göre, HUMY.nın 409. maddesine göre davanın yenileninceye kadar
 işlemden kaldırılması gerektiği düşüncesiyle kararın bozulması gerektiği
 sonucuna varılmıştır.

Bu düşünceye katılmak olanaksızdır. Şöyleki: Son oturuma taraflar gelmemiştir.
 Buna rağmen mahkemece davaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Dairemizdeki
 çoğunluk düşüncesine göre orman tahdidine itiraz davalarına Kadastro
 Mahkemesinde bakılması gerekiyorsa da, 3402 sayılı Yasadaki usul ve yöntemle
 bakılacağına dair yasada açık hüküm bulunmadığı belirtilerek, davanın
 müracaata bırakılması gerektiği vurgulanmıştır. Oysa, 6831 sayılı Yasanın 11.
 maddesini değiştiren 3373 sayılı Yasanın 5. maddesinde; (orman tahdidine
 karşı oluşacak her türlü davanın kadastro mahkemesinde görüleceği) açık ve
 kesin olarak belirtilmiştir.

Bu maddeye göre; orman tahdidine itiraz davaları, kadastro davası sayılmıştır.
 Esasen orman tahdidi de bir kadastrodur ve yasa yapıcı bu amaçla bu tür
 davaların Kadastro Mahkemesinde görülmesi gerektiği yolunda hüküm koymuştur.

Orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla görevli olan Kadastro
 Mahkemesinin nasıl çalışacağı da yine 3402 sayılı Yasa ile belirlenmiştir.

Özel durum ve bunu tanımlayan özel yasa varolduğuna ve bu özel yasanın,
 çalışma düzenini belirlediği Kadastro Mahkemeleri kurulup bu davalara
 baktığına göre, artık ayrık hüküm bulunmadığından bahisle, Kadastro
 Mahkemesinin çalışma usulünü uygulamamak ve dışlamak olanaksızdır. 3402
 sayılı Yasa, taşınmazların hukuki ve geometrik durumunu belirleyip en kısa
 sürede mülkiyet konusunda çözüm getirmeyi amaçlamıştır. 

Bu amacı gerçekleştirmek için Kadastro Mahkemelerinin çalışma usulünde farklı
 bir yol izlenmiştir.

Farklı bir yolla işlerin uzamasına engel olunup kısa sürede sonuçlandırılması
 düşünülerek, bu amaçla 3402 sayılı Yasanın 29. maddesi getirilmiştir. Bu
 maddede açıkça; (Kadastro Mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma
 yapılır. Taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz. Hakim
 toplanması mümkün olan delilleri inceler ve 30. madde hükmünce işi karara
 bağlar) denildiği gibi, maddenin son fıkrasında; (Dava sırasında; davalının,
 davadan önce öldüğünün anlaşılması halinde davaya mirasçıları aleyhine devam
 olunur) denilerek, ölü kişi aleyhine açılmış davaya dahi devam olunacağı
 vurgulanmıştır.

Maddenin ilk fıkrasında açıkça tarafları gelmese dahi davaya devam edilip
 bitirilmesi gerektiğine değinilmiştir.

İşte özel yasaya özel hüküm konulacak, kadastro işlerinde süratle tasfiyenin
 gerçekleştirilmesi için gerekli çare bulunup yolu gösterilmiştir. Bu durumda
 yasada özel hüküm vardır, (artık bunun dışında orman kadastrosuna itiraz
 davaları için 3402 sayılı Yasadaki usul ve yöntemle bakılacağına dair) başka
 bir madde aramaya neden ihtiyaç duyulduğunu anlamak güçtür. Kanımızca, başka
 bir maddeye ne gerek nede ihtiyaç vardır. Yasanın yeterli açıklık taşıdığı
 ortadadır.

Orman tahdidi, orman kadastrosunu ifade eder, Orman kadastrosuna itiraz
 davaları Kadastro Mahkemesinin görev alanı içine alınmıştır.

Kadastro davalarında taraflar gelmese dahi davaya bakılacağı ve bitirileceği
 yukarıda değinilen 29. madde ile hükme bağlanmıştır. Bu kadar açık ve kesin
 maddelerle yöntemi belirlenmiş olan bir konuda başka madde aramaya gerek
 olmadığı gibi, Kadastro Mahkemesinin görev alanı içine alınan ve bizatihi
 kadastro işlemi olan orman tahdidi ile ilgili davalarda 3402 sayılı Yasanın
 29. maddesinin uygulanması yasa gereği ve zorunludur.

O kadar zorunludur ki, davayı müracaata bırakmak gibi bir düşünce, öncelikle
 kadastro gibi tasfiye işlemi niteliğindeki bir olayı akim bırakacağı gibi,
 sonuç olarak, muterizin itirazından vazgeçtiğini kabul etmek gerekecektir ki,
 bir davanın müracaata bırakılması ile, itirazdan (yani davadan vazgeçmek) çok
 farklı hukuki sonuçlar doğurur. Bu yollardan hangisinin izlenebileceği ise
 belirsizdir. Bu sebepledir ki yasa koyucu, anılan 29. madde ile davaya devam
 edilip bitirilmesini zorunlu kılmıştır.

S o n u ç : Yukarıda açıkladığım nedenlerle mahkemenin işin esasına bakıp
 davayı bitirmiş olması doğrudur. Dolayısıyle esasla ilgili olarak temyiz
 incelemesi yapılması gerektiği inancı ile, çoğunluğun davanın yenileninceye
 kadar işlemden kaldırılması gerektiği ve orman kadastrosu ile ilgili
 davalarda izlenecek yöntem için yasada madde bulunmadığı yolundaki
 düşüncesine katılmıyorum, karara karşıyım.

Ferruh ATBAŞOĞLU
Üye
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini