 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1990/10212
K. 1990/11133
T. 11.10.1990
* TEMLİKEN TESÇİL
* İYİNİYET
ÖZET : Medeni Kanunun 651. maddesinden kaynaklanan hakkın; savunma yoluyla
ileri sürülebileceği kararlılık kazanmış, yargısal uygulamada benimsenmiş
bulunmaktadır.
Her ne kadar Yargıtay'ın diğer bir ilkesinde, kadastro çapları düzenlenmiş
parsellere taşan yapı sahibinin kural olarak iyiniyetli kabul edilmeyeceği
ifade edilmiş ise de; bu ilkenin, her zaman ve her durumda uygulama yeri
olacağı düşünülemez.
Bu nedenle; olaylar, karineler ve tarafların toplanacak tüm delilleri birlikte
incelenip değerlendirilerek, davalının iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı kesin
biçimde ortaya çıkarılmalıdır.
(743 s. MK. m. 2, 651)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Samsun Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği)nden
verilen 11.9.1989 gün ve 1366-673 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan
5.4.1990 gün ve 4554-4935 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili
tarafından istenilmiş olduğundan; dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Davacıya ait çaplı taşınmazın hüküm yerinde belirtilen 1215 m2.lik kısmına
davalı tarafından taşkın bina yapılmak suretiyle elatıldığı, kadastral esas
ve yöntemler gözetilerek düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla saptandığına
göre; davalının ölçüme değinen karar düzeltme nedenleri yerinde değildir,
reddine.
Ancak, davalı verdiği layihalarında (...bitişik nizama tabi her iki inşaatın
projelerinin 1973 senesinde aynı mühendise çizdirildiğini, aynı ustalara
yaptırıldığını, özellikle taraf taşınmazlarını ayıran ortak kadastral sınırın
müşterek muvafakatla belirlenip, bunun noterde düzenlenen 28.2.1973 tarihli
muvafakatnameye bağlandığını, kendi inşaatının da davacıya ait inşaattan üç
ay sonra başlatıldığını; böylece, işin başından beri iyiniyetle hareket
edildiğini...) bildirmiş, taşkın binanın isabet ettiği zeminin muhik tazminat
karşılığında adına temliken tesçilini talep etmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, anılan nitelikteki talebin (temliken tescil
talebinin); diğer bir deyişle, MK.nun 651. maddesinden kaynaklanan hakkın,
savunma yoluyla da ileri sürülebileceği kararlılık kazanmış, yargısal
uygulamada benimsenmiş bulunmaktadır.
Her ne kadar; Yargıtay'ın yerleşmiş diğer bir ilkesinde, kadastral çapları
düzenlenmiş parsellere taşan yapı sahibinin kural olarak iyiniyetli kabul
edilemeyeceği ifade edilmiş ise de; bu ilkenin her zaman ve her durumda
uygulama yeri bulacağı söylenemez.
Bu itibarla, olaylar, karineler ve tarafların toplanacak tüm delilleri
birlikte incelenip değerlendirilmeli, davalının iyiniyetli sayılıp
sayılmayacağı kesin biçimde ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca, temliken tescili
talep edilen çekişmeli zeminin, imar mevzuatına göre ifrazına yasal olanak
bulunup bulunmadığıda merciinden sorularak saptanmalı ve ondan sonra
varılacak sonuç doğrultusunda bir hüküm kurulmalıdır. Esasen, hükmüne uyulan
bozma kararında da (...tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gerekli
soruşturma ve uygulama yapılmalı, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar
verilmelidir...) denilmiş; böylece, soruşturmanın tamamlanması yönünden taraf
yararına usuli kazanılmış hak teşekkül etmiştir.
Yerel mahkemenin, yukarıda belirtilen ilke ve olguları karşılayacak içerikte
bir soruşturma ve değerlendirme yapmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurması
doğru değildir. Anılan hususlar, bu kez yapılan inceleme sonunda
anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi
uyarınca kabulüne ve dairenin 5.4.1990 tarih, 4554/4935 sayılı onama
kararının ortadan kaldırılmasına, Samsun Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi'nce
kurulan 11.9.1989 tarih, 1366/673 sayılı hükmün açıklanan nedenlerden ötürü
HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz
edene geri verilmesine, 11.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|