Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1990/1-297
	K.	1990/359
	T.	24.12.1990

*  ADAM ÖLDÜRMEK
*  DELİL YETERSİZLİĞİ

ÖZET : Adam öldürmek suçundan sanığın beraatine ilişkin yerel mahkeme kararı
 C. Savcısı ve müdahil vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Birinci Ceza
 Dairesi'nce onanmıştır. Yargıtay C. Savcılığı itiraz ederek hükmün
 bozulmasını talep etmiştir.

Sanığın yüklenen suçu işlediğine dair duruşmadaki inkara yönelik savunmasının
 aksini gösterir cezalandırılmasına yeterli ve her türlü kuşkudan uzak, kesin
 ve inandırıcı kanıt bulunmadığından ve suçun ceset yanında duran kemerle
 işlenip işlenmediği hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan
 alınacak mütalaa da sanık yönünden sonuca etkili olmayacağından, itirazın
 reddine karar verilmelidir.

(765 s. TCK. m. 448)

Adam öldürmek suçundan sanık Doğan'ın beraatine ilişkin, (Uşak Ağır Ceza
 Mahkemesi)nce verilen 17.5.1990 gün 238/51 sayılı hükmün C. Savcısı ve davaya
 katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Birinci
 Ceza Dairesi 2.10.1990 gün, 2078/2348 sayı ile hükmün onanmasına, "sanığın
 6.11.1989 tarihli C. Savcısı huzurunda, aynı tarihli yer gösterme zaptında,
 16.11.1989 Polis, 17.11.1989 Savcı ve Sulh Hakimi huzurundaki anlatımlarının
 otopsi zaptı ile doğrulanması, suç delili kemerin tesbitine dair zabıt ve
 dosya münderecatı nazara alındığında sanık Doğan'ın TCK.nun 450/7. maddesine
 göre cezalandırılması gerekir" karşı oyu ile ve oyçokluğuyla karar vermiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığı, 25.10.1990 tarih 55 sayı ile;

"Sanık, hazırlıkta suçu ikrar etmiş ve cesedin yanında bulunan kemeri teşhis
 etmiştir. İfadeleri ayrıntılı olup birlik arzetmektedir. Olayda tereddüt
 edilecek husus, ölümün bulunan kemerle meydana getirilip getirilmeyeceğinin
 araştırılmasıdır. 

Cesetin yanında bulunan kemer Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek otopsi
 raporundaki bulguların ışığında, ölüdürme olayında kullanılmasının mümkün
 olup olmadığı sorulmalı ve ikrarın doğruluğu hakkındaki tereddütler
 giderilmelidir".

Gerekçesiyle itiraz ederek, Özel Daire onama kararının kaldırılmasını ve
 hükmün bozulmasını talep etmiştir.

Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

Adam öldürmek suçundan sanığın beraatine ilişkin Yerel Makeme kararı, C.
 Savcısı ve müdahil vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Birinci Ceza
 Dairesi'nce onanmıştır. 

Yargıtay C. Başsavcılığı, "otopsi tutanağında belirtilen bulguların cesetin
 yanında bulunan kemerle meydana getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda
 Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş alınıp ikrarın doğruluğu
 hakkındaki tereddütler giderilmelidir" gerekçesiyle itiraz ederek, hükmün
 bozulmasını talep etmiştir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

1- Tek başına yaşayan, 1327 doğumlu maktüleye ait evin giriş kapı camının
 kırık olduğu görülmüş, içeri girildiğinde yatak odasında yerde maktülenin
 ceseti ve yanında bir erkek kemeri bulunmuştur. Odalardaki eşyalar dağıtılmış
 ve çekmeceler karıştırılmıştır. Maktülenin ziynet eşyalarının alındığı
 anlaşılmıştır.

2- Öldürülenin sol göz dış tarafında, çene altında, sağ omzunda ekimoz ve
 sıyrıkların mevcut olduğu, hiyoit kemiğinin ortasından kırılması sonucu
 ölümün boğmaya bağlı asfiksiden meydana geldiği, yapılan otopsi sonucu
 saptanmıştır.

3- Olayın görgü tanığı yoktur. Öldürülenin daha önce münakaşa ettiği komşusu
 Satı ve Süleyman'dan şüphe edilmiş, Satı olay gecesi saat 03.00 sıralarında
 "yandım Allah" diye bir ses duyduğunu, camdan baktığında kimseyi görmediğini
 söylemiş, yapılan tatbikatta sesin duyulabileceği saptanmıştır. Olayla ilgisi
 olduğu sanılan bazı şahısların ifadesi alınmış, soruşturma sürdürülürken
 olaydan 4 ay 5 gün sonra, bir hırsızlık suçu nedeniyle sanık gözaltına
 alınmıştır.

4- Sanık, karakolda ve C. Savcılığında alınan ifadelerinde; dostu Beyhan'ın
 teklifi ve evi göstermesi üzerine, kırdığı kapı camından elini sokmak
 suretiyle kapıyı açıp eve girdiğini, maktülenin bağırması üzerine yumruk
 vurduğunu, kemerle boğazını sıktığını, daha sonra dolapları karıştırıp ziynet
 eşyalarını aldığını beyan etmiştir. Karakoldaki ifadesinde altınların tümünü
 Beyhan'a verdiğini söyleyen sanık, C. Savcılığında bir bileziği verdiğini
 kalan üç bilezik ile alyans ve küpeleri İzmir'de bir kuyumcuya sattığını
 bildirmiştir. Sanığın gösterdiği kuyumcular, altın satın almadıklarını
 söylemişler, bunun üzerine sanık; altınları kardeşine verdiğini, daha sonra
 ise evde gömdüğünü açıklamış, aramalara rağmen altınlar bulunamamıştır.
 Karakola götürülen sanık bu kez, evde yorganın içine sakladığını ileri sürmüş
 ise de, altınlar burada da bulunmayınca sanık tekrar karakola getirildiğinde
 çeşitli kişilere ve daha sonra da tamamını Beyhan'a verdiğini beyan etmiştir.
 Maktüleye ait ziynet eşyaları yapılan aramalara rağmen bulunamamıştır.

Sanık, C. Savcılığında alınan ikinci ifadesinde bileziklerin kaybolmuş
 olabileceğini veya üzerinden Beyhan tarafından alınabileceğini, kuyumculara
 satmadığını söylemiştir.

Sulh Ceza Hakimliğinde sorgusu sırasında, altınları çekmecede bulup aldıktan
 sonra, maktülenin bağırması üzerine, onu boğup öldürdüğünü söylerken,
 duruşmada suçu inkarla, baskı altında ifadesinin alındığını iddia etmiştir.

5- Banaz'da işlenen cinayet suçundan dolayı hakkında hiçbir ihbar ve kuşku
 bulunmayan sanık, hırsızlık şüphesiyle Uşak'da gözaltına alındıktan sonra
 5.11.1989-17.11.1989 tarihleri arasında gözaltında tutulmuştur.

6- Sanığın beyanında adı geçen ve bir süre dost hayatı yaşadığı Beyhan,
 sanığın eylemine katılmaktan dolayı yargılanmış ve hakkındaki beraat kararı
 Özel Dairece onanarak kesinleşmiştir.

7- Sanık hazırlık soruşturması sırasında alınan beyanları maktüleye ait evin
 Beyhan tarafından gösterildiğini ve onun evine 100-150 metre uzaklıkta
 bulunduğunu belirtmişse de, yapılan keşifte iki ev arasındaki mesafenin iki
 kilometre olduğu saptanmıştır.

8- Sanığın sonradan geri aldığı hazırlık ifadelerini doğrulayan maddi delil
 bulunmadığı gibi ikrarları da kendi içinde çelişkilidir. İlk ifadelerinde,
 maktüleyi öldürdükten sonra altınları aldığını, Sulh Ceza Hakimliğinde
 altınları aldıktan sonra bağırması üzerine maktüleyi öldürdüğünü beyan
 etmiştir.

9- Maktülenin evinden aldığı iddia olunan ziynet eşyaları bulunamamıştır.
 Sanığın bu konudaki ikrarları da çelişkili ve samimiyetten uzaktır.

10- Cesetin yanında bulunan kemerin sanığa aidiyeti kuşkudan uzak ve kesin
 olarak saptanamamıştır.

Açıklanan nedenlerle sanığın yüklenen suçu işlediğine dair, duruşmadaki inkara
 yönelik savunmasının aksini gösterir, cezalandırılmasına yeterli ve her türlü
 kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığından ve suçun ceset
 yanında bulunan kemerle işlenip işlenmediği hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili
 ihtisas kurulundan alınacak mütalaa da sanık yönünden sonuca etkili
 olmayacağından, itirazın reddine karar verilmelidir.


*   Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler; "Sanık C. Savcılığı ile Sulh Ceza
 Hakimliğinde ve C. Savcısı huzurunda mahallinde yapılan keşifte suçu ikrar
 etmiş, ayrıntıları ile anlatmıştır. Altınların ele geçirilmemesi için
 çelişkili beyanlarda bulunmuştur. Duruşma aşamasına kadar ileri sürülmediği
 gibi, duruşmada iddia olunduğu şekilde, sanığa baskı yapıldığına dair kanıt
 yoktur. Sanık hırsızlık suçu nedeniyle şühpe üzerine yakalandığında ertesi
 gün suçunu ikrar etmiş altınların bulunması için gözaltında tutulmuştur.

Sanığın 12 gün işkence gördükten sonra suçu ikrarı sözkonusu değildir. Darp
 cebir bulgusuna rastlanmadığı doktor raporları ile sabittir. Ceset yanında
 bulunan kemeri teşhis etmiş kendisine ait olduğunu söylemiştir.

Bu itibarla, sanığın atılı suçu işlediği sübuta erdiğinden değişik gerekçe ile
 itirazın kabulüne karar verilerek Yerel Mahkeme hükmü bozulmalıdır"
 gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının
 (REDDİNE), 3.12.1990 günü yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk
 sağlanamadığından 24.12.1990 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla
 karar verildi.



    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini