Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1990/1-176
	K.	1990/194
	T.	25.6.1990 

*  ÖLDÜRMEK
*  AĞIR TAHRİK

ÖZET : Sanıkla 18 yıldır evli bulunan maktülenin, belediye otobüsü şoförüyle
 1,5 yıldır ilişkisi olduğunu söylemesi ve bunu kızının huzurunda tekrarlaması
 üzerine sanık tarafından öldürülmesinde ağır ve haksız tahrik vardır.

(765 s. TCK. m. 51, 449)

Kasten adam öldürmek suçundan sanık Ramazan'ın TCY.nın 449/1, 51/1. maddeleri
 gereğince 24 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve fer'i ceza
 tayinine ilişkin, (Konya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 15.12.1989
 gün 82/226 sayılı, re'sen de temyize tabi olan hükmün sanık ve davaya katılan
 vekilleri tarafından da temyizleri üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay
 Birinci Ceza Dairesi, 7.3.1990 gün 469/531 sayı ile;

"Evi dışında da geçici işçi olarak çalışan maktülenin bazı şahıslarla cinsel
 ilişkiye girdiği, zora dayalı olsa dahi ölenin itirafı, aksi kanıtlanmayan
 savunma ve tanık Mehmet'in beyanı ile açıklığa kavuşmuş ve sanığn bu suçu
 işlemesi için de başkaca bir sebep ve saik ortaya atılmamış olmasına göre,
 sanığın toplum dışı bu olayın birikiminden etkilenerek maktülü öldürdüğünün
 kabulünde zorunluluk bulunduğundan, sanığın maruz kaldığı tahrikin basit bir
 eylem halinde de tatbiki mutad olan adi tahrik seviyesini aştığının kabulü,
 hak ve nesafete dahi uygun ve hakkında TCK.nun 51/2. maddesi ile tatbikat
 yapmak gerekirken maddenin 1. fıkrası ile uygulama yapılması"
İsabetsizliğinden bozmuş, 
Yerel Mahkeme, 20.4.1990 gün 59/60 sayı ile;

"Sanığın savunması samimi değildir. Maktülenin ırzına geçildiği bilinmektedir.
 Zorla ırzına geçilmesi üzerine maktülenin öldürülmesinde, öldürülenin iradesi
 dışında başına gelen bu olaydan dolayı sanık lehine ağır tahrik hükmünün
 uygulanması hak ve nesafete uygun görülmemiştir. Maktülenin zorla ırzına
 geçildiğini eşinden gizlemesi haksız hareket sayılarak sanık lehine basit
 tahrik hükmü uygulanmıştır. Mehmet isimli bir tanık yoktur."
Gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde
 istenildiği gibi re'sen de temyize tabi bulunduğundan dosya, Yargıtay C.
 Başsavcılığı'nın onama istemli 4.6.1990 tarihli tebliğnamesiyle Birinci
 Başkanlığa göndirilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup
 düşünüldü:

Sanığın adam öldürmek suçundan cezalandırılmasına karar verildiği olayda, Özel
 Daire ile Yerel Mahkeme arasında suçun işlenip işlenmediği hususunda bir
 ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın konusunu haksız tahrikin derecesi
 oluşturmaktadır.

Tahrikin derecesinin tesbiti, mahkemenin değerlendirme yetkisi kapsamına
 girmekle beraber, mahkemeler bu yetkiyi hukukun genel ilkelerine, haksız
 hareketin niteliğine ve ağırlığına göre adalet ve hakkaniyet kurallarına
 uygun biçimde kullanmalıdırlar.

Yasamızda tahrikin hafif ve ağır olmak üzere iki şeklinden sözedilmiş, fakat
 birbirinden ayırt edilmesini saptayacak kesin bir kıstas veya tahdit
 konulmamıştır. "Tahrik ağır ve şiddetli olursa" denilmekle yetinilmiştir.

Fail, haksız bir fiilin doğurduğu öfke veya elemin etkisi altında kalarak suçu
 işlediğinden faili harekete geçiren saikler daha az vahim sayılmış, olaya
 mağdur veya yakınlarının neden olması da nazara alınmıştır.

TCY.nın 51. maddesinin uygulanmasına yol açacak eylemlerin mutlaka olay
 sırasında veya olaydan hemen önce olması zorunlu değildir. Mağdur veya maktül
 ya da yakınlarından gelen haksız hareketlerin psikolojik etkisinin sürmesi
 halinde, haksız hareketlerin tümü değerlendirilerek tahrikin derecesi
 saptanmalıdır.

Tahrikin varlığı ve derecesi, failin durumu ve yöresel koşullara göre
 değerlendirilmeli, olayın işleniş şekli, niteliği, özellikleri, tahrik eden
 ile failin hal ve davranışları nazara alınmalıdır.

Haksız ağır tahrikin kabulü için olay sebebinin, sanığın ruh yapısı üzerinde
 şiddetli bir elem ve büyük bir hiddetle sarsıntıya yol açması gerekir. Eğer
 haksız fiil niteliği ve işleniş biçimi itibariyle önemli boyutlara ulaşmışsa,
 haksız ağır tahrikin kabul edilmesi gerekir.

Olayımızda; sanık ile öldürülen 18 yıldır evlidirler. İsimsiz ve imzasız bir
 mektupla öldürülenin başka erkeklerle ilişkisi olduğunun bildirilmesi
 üzerine, sanık, endişeye kapılmış, mektubu karısına göstermiş ve "aslı astarı
 yok" cevabı üzerine mektubu yakmıştır. Sanığın kuşkularının artması, bazı
 belediye otobüs şoförlerinin maktüleye korna çalarak kaş-göz işaretleri
 yaptıklarını görmesi üzerine, yeniden durumu eşine sormuştur. Maktüle, önce;
 "işten gelirken ıssız yerde birisinin zorla ırzına geçtiğini" daha sonra ise,
 "otobüs şoförü Ç........ Osman ile 1,5 yıldır ilişkide bulunduğunu" söylemiş,
 bunu kızının huzurunda tekrarlamıştır. Sanık, bu olayların etkisi altında
 kalarak karısını öldürmüştür.

Maktülenin, otobüs şoförünün adını vermesi korkudan öte, sanık açısından
 vehameti artıran bir husustur. Kaldı ki, maktülenin, başkasıyla olan
 ilişkisinin saptanması da şart değildir. Sanığın içinde bulunduğu durumun
 değerlendirilmesi gerekir. Sanık; örf, adet ve ahlaka aykırı olan bu
 olayların etkisi altında kalarak, girdiği psikolojik bunalım sonucu karısını
 öldürmüştür. Sanığın öldürülenin haksız hareketlerinin husule getirdiği gazap
 ve şiddetli elemin etkisi altında kalarak şuçu işlediği anlaşıldığından
 hakkında, haksız ağır tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu itibarla
 direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.


*  Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Üye; mahkemece gösterilen gerekçeye göre
 direnme hükmünün onanması doğrultusunda oy kullanmıştır.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı
 olarak (BOZULMASINA), 25.6.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini