Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
   YARGITAY
2.HUKUK DAİRESİ
     SAYI

Esas        Karar
89/7365     89/9168


	Özet  :Anlaşmalı boşanma için mali sonuçlar hakkındada beyanda
 bulunmak zorunludur.

	Temyiz Eden :Davalı

       Taraflar arasındaki davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
 düşünüldü.
	Yerel Mahkeme Medeni Kanunun l34/3 maddesi uyarınca ve eşlerin
 anlaşmalarına dayanarak boşanmaya karar verilmiştir.
	Gerçekten 12.5.l988 tarihinde yürürlüğe giren 3444 sayılı kanunla
 Medeni Kanunun l34.maddesine eklenen üçüncü fıkra ile müştereken boşanmayı
 isteyen eşlere olanak tanınmıştır. Buna göre evliliğin en az bir yıl sürmesi
 halinde eşlerin birlikte başvurması yada bir eşin diğerinin davasını kabul
 etmesi halinde hakim başkaca bir delil toplamadan evlilik birliğinin
 temelinden sarsıldığını kabul ederek Medeni Kanunun l34/l maddesi uyarınca
 boşanmaya karar verecektir. Ne varki rızaya dayalı bir boşanmada en önemli
 faktör hakimin boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda
 taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasıdır. Bunun içinde
 tarafların bu yönde hazırladıkları anlaşmayı öncelikle mahkemeye tevdi
 etmeleri gerekmektedir. Ancak bundan sonradırki hakim yapacağı inceleme ve
 araştırma sonucu anlaşmayı uygun görmesi halinde boşanmaya karar verebilecek
 ve ayrıca tarafların ve çocukların menfaatlarını nazara alarak bu anlaşmada
 gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilecektir. (3444 sayılı kanunun hükümet
 tasarısı madde gerekçesi) Kuşkusuz bu değişikliklerin taraflarca kabul
 edilmemesi halinde açılan dava reddedilecektir. 
	Medeni Kanunun l34.maddesiyle yapılan değişiklik ile tarafların
 boşanma konusunda müşterek karar ve iradelerine değer ve hukuksal sonuç
 tanınırken başka bir ifade ile hiç bir delil toplanmadan yalnızca eşlerin
 beyanları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilirken
 ileride eşlerden birinin yada çocukların herhangi bir zarar görmemesi için
 hakime resen
(kendiliğinden) müdahale olanağı ve yetkisi tanınmıştır. Bu müdahalenin amacı,
 evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde yara alması ve eşlerin artık evlilik
 birliğinin devamına yönelik isteklerini kaybetmeleri halinde boşanabilmek
 için herşeyi göze almalarının önlenmesidir. Bir anlamda kendi yararlarını ve
 özellikle çocukların çıkarlarını düşünmeyecek duruma gelen eşlere gelecekteki
 günler açısından daha sağlıklı ve mantıklı koşulların sağlanmasıdır.
 Böylecede boşanmanın ortaya çıkaracağı ruhsal çöküntüler sorunsuz ve 
güvenceli bir gelecek dengelenmiş olabilecektir.
	Gerçektende boşanma kararına ulaşmış eşlerin içinde bulundukları
 ruhsal durum ve duygusal ortam gerek kendileri ve gerekse müşterek çocuklar
 ile ilgili olarak her zaman sağlıklı bir karar vermeleri engellemektedir.
 Bazanda boşanmaya çok arzu eden eşin bu sonuca ulaşabilmek için ileride
 kendisini büyük mağduretlere düşürebilecek koşulları gereğince ve yeterince
 düşünmeden ve özellikle menfeatlerini dikkate almadan her şeyden
 vazgeçebilecekleri dikkatten uzak tutulmaz. Diğer taraftan ender olaylarda
 olsa bile eşlerden biri diğer eşin yada onun yakınlarının gabin, hile ve
 tehditleri ile boşanmanın feri sonuçları ile ilgili olarak önemli ölçüde
 feragat gösterebilir. Hatta davacı eş dahi bir an önce boşanmayı
 sağlayabilmek ve bu yükten kurtulabilmek için kendi geleceğini tehlikeye
 atabilir. Örneğin bütün mal varlığını davalıya bırakmaya razı olabilir. İşte
 bütün bu benzeri hallerde boşanmanın ileride eşlerden biri yada çocuklarla
 ilgili olarak adaletsiz haksız ve çok ciddi sakıncalar doğurmaması için yasa
 koyucu tarafların boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hakkında
 hakimin açık müdahalesini zorunlu görmüştür. O kadarki taraflar hakimin
 değişiklik önerilerini benimsememeleri halinde anlaşmaya rağmen davanın reddi
 anılan l34.maddede hükme bağlanmıştır. Çünkü söz konusu yasa hükmünün
 dayandığı temel ilke rızaya dayalı boşanmada hakimin gerekli müdahaleyi
 yapması ve taraf yararları ile çocukların korunması açısından adil mantıkla
 ve hakkaniyee uygun mali koşulları belirleyerek kalıcı ve dengeyi
 gerçekleştirmesidir.
	Kuşkusuz hakimin böyle bir yetkiyi haklı, adil ve tarafların
 çocukların yararına uygun bir biçimde kullanabilmesi için yalnızca eşlerin
 sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili boşanmalarına itibar etmemesi
 doğrudan araştırma yapması ilgili yerlere yazı yazarak eşlerin taşınır ve
 taşınmaz mallarını ve gelir durumlarını gerçeğe uygun biçimde tesbit etmesi
 gerekmektedir. Ancak bu şekilde sağlıklı bilgilere sahip olması halindedir ki
 hakim kendisine tevdi edilen anlaşmanın (düzenlemenin) gerçeklere uygun düşüp
 düşmediğini belirleyebilir. Dolayısıyla taraflarla çocukların mevcut ve
 gelecekteki yararları açısından hakkaniyete uygun bir denge kurabilir. Aksi
 taktirde mahkemece hiç bir araştırma yapılmadan taraflarca boşanmanın mali
 sonuçları ile ilgili olarak mahkemeye tevdi edilen anlaşma (düzenleme) aynen
 benimsenirse MedeniKanunun bu yasa Türk boşanma hukukunda 60 yılı aşkın bir
 süre benimsenmemiş yasaya dayalı boşanma amacına ulaşmamış ve öncelikle
 eşlerle çocuklar sonradan toplun açısından önemli sakıncalar doğurmuş olur.
	Öyle ise olayımızda yasanın öngördüğü ve kanun yolu denetimine olanak
 verecek bir biçimde (boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu
 hususunda) taraflarca uygun bulunacak mahkemece değerlendirilebilecek bir
 anlaşım (düzenleme)mahkemeye devdi edilmemiş bulunduğu halde bu yön gözününde
 tutulmadan boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
	SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
 sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına
 oyçokluğuyla karar verildi. l0.l.l989 

Başkan           Üye           Üye       Üye         Üye
İ.Yanıkömeroğlu N.K.Yalcınkaya T.Alp     İ.P.Solak   N.Turhan
	 	 (M)

	 	    MUHALEFET ŞERHİ
	Medeni Kanunun 3444 sayılı kanunla değişik l34/3.maddesi uygulaması
 bakımından sayın çoğunluğun açıklamalarına katılmamak mümkün değildir. Ancak
 tarafların hakim önüne getirmeleri gereken anlaşmanın kapsamında ihtilaf
 toplanmaktadır. Kanun vazıı Medeni Kanunun l50/5.maddesinde yer alan kurala
 paralel olarak çocukların durumunun ve boşanmanın mali sonuçlarının
 çözümlenmesini hakimin kontrolune tabi tutmuş ve boşanma kararının bir şartı
 olarak benimsemiştir. Tabiiki fiili duruma uygun düşen bir problem varsa
 hakim huzuruna getirilecektir. Mesela tarafların çocukları yoksa söz
 çocukların durumu hakında beyanda bulunmadınız binanaleyh Medeni Kanunun
 l34/3.maddesinden yararlanamazsınız demek mümkün olmadığı gibi taraflar
 arasında boşanmadan kaynaklanan bir mali problen yoksa bu konuda beyanda
 bulunulmadığından söz ederek isteği kanununun hükümlerine uygun bulunmakta
 mümkün değildir. Aksi düşünce "Kanunen sarahat almadıkça hiç kimse lehine
 olan....hakkını talebe icbar olunamaz.(HUMK.79) kuralı ile bağdaşmaz.
	Öte yandan bu gibi hallerde Medeni Kanunun l50/3.maddesinde yer alan
 bir istisna oluşturacak biçimde "her iki tarafın bu babda sehkedecek her
 türlü ikrarları dahi" HUMK.236 maddesi uyarınca trafları bağlayıcı nitelikte
 olacaktır. Boşanmanın mali sonuçlarını düzenleyen bir anlaşma verilmemesi
 sebebine dayanan bozmaya ve bu yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Üye
Tahir Alp               
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini