 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1989/5289
K. 1991/100
T. 22.1.1991
* HÜKÜM
ÖZET : Mahkeme kararlarının gerekçe ihtiva etmesi zorunludur.
(2709 s. Anayasa m. 141) (1086 s. HUMK. m. 388)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bursa Asliye Altıncı Hukuk Mahkemesi)nce
verilen 31.3.1989 tarih ve 1389-245 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen
tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar
okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilesinin eşinin eski işçisi olan davalının; davacıya,
bedeli eşi tarafından ödenmek üzere bir tencere takımı teslim ettiğini,
davalının daha sonra davacıya eşinin tercere bedelini ödemediğini ve
kendisinin arada kaldığını söyleyerek ya tencereleri iade etmesini ya da
pazarlama firmasına verilmek üzere toplam (3.000.000 TL.) tutarında üç adet
bono imzalamasını istediğini, çocuklarının tencereleri iade etmemesi
yolundaki yalvarmalarına dayanamayan davacının açığa imzalı üç adet bonoyu
imzalayıp davalıya verdiğini, davalının bu bonolardan birini kendi adına ve
(2.000.000 TL.) bedelle doldurup icra takibine giriştiğini, davalının bu
safhada da davacıyı kandırarak icra dairesinde borcu taksitle ödeme
taahhüdünde bulunmağa ikna ettiğini, aslında davalının bu hileli tutumu ile
davacının eşinden olan alacağını davacıdan tahsil etmeyi amaçladığını, takip
konusu bono dışındaki iki adet açığa imzalı bonoların her birinin de (100.000
TL.) bedelle doldurulduğunun sanıldığını ileri sürerek toplam (2.200.000 TL.)
tutarındaki üç adet bononun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacının eşi ile evvelce ticari
ilişkileri olduğunu, eşinin mali durumunun bozulması üzerine borç para
iste-yen davacıya davalının (2.000.000 TL.) ödünç verip takip konusu bonoyu
aldığını, iddiaların doğru olmadığını, davalıya başkaca bono verilmediğini,
ödeme emri tebliğ edildikten sonra icra dairesinde borcu kabullenen ve
borcunu taksitle ödemeyi taahhüt eden davacının artık menfi tespit davası
açamayacağını savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- HUMK.nun 388. ve Anayasa'nın 141. maddelerine göre mahkeme kararlarının
gerekçe ihtiva etmesi zorunludur. Zira, taraflar ancak gerekçe sayesinde
hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi
Yargıtay denetimi de ancak kararın gerekçe içermesi halinde mümkün olabilir.
Temyiz konusu ilamda ise (toplanan deliller, celp ve tetkik edilen dosya
münderecatı, tanık beyanları gibi delillerle davacının nizalı bonodan dolayı
davalıya borçlu olmadığı) sonucuna varıldığından söz edilmiş ise de hangi
maddi vakıanın hangi hukuki sebeple davacıyı haklı gösterdiğine karar yerinde
temas edilmediğinden hükmün gerekçeli olduğunun kabulü mümkün değildir. Şu
halde hüküm bu noktadan bozulmalıdır.
2- Açıklanan bozma sebebinin mahiyetine nazaran sair temyiz itirazlarının
incelenmesine şimdilik gerek duyulmamıştır.
S o n u ç : Yukarıda (1) nolu bentte izah olunan nedenle hümün temyiz eden
davalı yararına (BOZULMASINA), (2) nolu bentte yazılı nedenle sair temyiz
itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek bulunmadığına, davalı vekili
temyiz duruşmasına gelmediğinden davalı yararına duruşma vekillik ücreti
takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz
edene iadesine, 22.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|