Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1989/4-292
	K.	1989/346
	T.	13.11.1989

*  HAKARET
*  TAAMMÜT

ÖZET : Hakaret suçu, (bir kimseye karşı belli bir fiil atılması suretiyle onu
 alçaltmak veya onun namus ve haysi-yetine dokunmakla...) oluşur. Tehdit
 suçunda olduğu gibi bu suçta "taammüt" unsuru aranmaz.

(765 s. TCK. m. 480)

Hakaret etmek  suçundan sanık Ahmet'in beraatine ilişkin, (Bor Asliye Ceza
 Mahkemesi)nce 23.2.1989 gün ve 257/36 sayı ile verilen hükmün katılan vekili
 tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi,
 16.5.1989 gün ve 2975/3579 sayı ile;

(Oluşa ve tanık Mahmut'un anlatımına göre sanığın, Avukat Yücel'in
 yazıhanesinde, müdahilin yüzene karşı "istasyon caddesindeki yirmi milyonluk
 dükkanı benden hırsızlık yaparak aldın" diyerek maddi hakarette bulunduğu
 anlaşıldığı halde, eylemin TCK.nun 480/2. maddesine uyduğu gözetilmeden,
 yerinde görülmeyen yazılı düşünceyle beraatine karar verilmesi)
 isabetsizliğinden bozmuş,

Yerel Mahkeme ise, 20.6.1989 ve 160/202 sayı ile;

(Sanık ile katılan uzun yıllar ortaklık yapmışlar, bilinmeyen bir nedenle
 aralarında ihtilaf çıkmış, bu ihtilafın halli için olay günü Avukat Yücel'in
 yazıhanesinde konuşurlarken katılanın, sanığın yüzüne karşı "çaldım, çarptım
 kazandım, seni ilgilendirmez") şeklindeki sözüne karşılık, sanıkta oluşan
 öfke ve kızgınlık sonucu katılana "O, halde sen hırsızsın" diyerek hakaret
 etmiştir.

Sanık, müdahilin eylemi nedeniyle oluşan öfke ve kızgınlık sonucu tehevvüre
 kapılmış ve hakaretamiz söz söylemiştir, kast bulunmamaktadır..) biçimindeki
 gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir.

Bu hüküm de, katılan tarafından süresinde temyiz edilmiş olduğundan, dosya C.
 Başsavcılığı'nın "Daire kararı doğrultusunda" bozma isteyen 19.10.1989 gün ve
 6150 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmiş olmakla; Ceza
 Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Dosyaya göre;

Mağdur müdahil Tevfik aşamalardaki tüm ifadelerinde;

(Sanık Ahmet ile ortak iş yapıyorduk, aramızda para ihtilafı çıkınca aleyhine
 dava açtım, Avukatım Yücel bizleri anlaştırmak için olay günü yazıhanesine
 çağırmıştı, yazıhanede konuşurken, sanık "bak, seninle ortaklıktan ayrılalı
 24 ay oldu kaç lira kazandın" diye sordu, ben de "nasıl kazanırsam kazanırım,
 bu durum seni ilgilendirmez" diye karşılık verince, sanık "istas-yon
 caddesinde bulunan yirmi milyon değerindeki dükkanı benden hırsızlık yaparak
 kazandın" diye söyledi, kendisinden şikayetçiyim) demiştir.

Sanık Ahmet ise; aşamalarda uyum arzeden savunmalarında şikayetçi ile birlikte
 avukat yazıhanesinde konuşurken kendisine "ortaklığımızdan ayrılalı iki yıl
 oldu, bu zaman zarfında ne kazandın" diye sordum, müşteki bunun üzerine "ne
 yapacaksın, çaldım çırptım, hırsızlık yaptım, seni ilgilendirmez" diye cevap
 verince, ben de "o zaman demek ki sen hırsızsın" dediğini söylemiştir.

Şahitlerden Mahmut iddia, Hasan ise savunma paralelinde beyanda bulunmuşlar,
 ancak şahitler muvacehe edilerek bu aykırılık giderilmemiştir.

Sulh ceza mahkemesi, olay hakkında bilgisi olduğu anlaşılan Avukat Yücel'in
 tanık olarak dinlenilmesine karar vermiş, ancak dosyanın görevsizlikle
 intikal ettiği asliye ceza mahkemesi bu tanığı dinlemeden ve dinlenmesinden
 vazgeçmeden hüküm kurmuştur.

Hakaret suçu, (bir kimseye karşı belli bir fiil atılması sureti ile O'nu
 alçaltmak veya O'nun namus ve haysiyetine dokunmakla..." oluşur. Tehdit
 suçunda olduğu gibi bu suçta "taammüt" unsuru aranmaz.

Bu nedenle yerel mahkeme direnme gerekçesinde bir isabet yoktur.

Öte yandan, olayın en yakın tanığı olan Avukat Yücel'de dinlenerek, olaya daha
 açıklık kazandırmak gerekir.

Bu itibarla, katılanın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün
 belirtilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.


*  Çoğnuluk oyuna katılmayan Üyeler; Toplanan delillerin, sanığın üzerine
 atılan hakaret suçunun sübutunun kabulüne yeterli bulunduğu düşüncesiyle
 direnme hükmünün Özel Daire kararı doğrultusunda bozulmasına karar
 verilmesini istemişlerdir.

S o n u ç : Yukarda açıklanan tahkikatın genişletilmesi ve hakaret suçunda
 taammüd gerekmediği nedenler ile tebliğnamedeki isteme uygun olarak direnme
 hükmünün her iki sebepten (BOZULMASINA), bozmada oybirliğiyle, nedeninde
 oyçokluğu ile 13.11.1989 gününde karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini