 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
YARGITAY
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı :
Esas 1989 Karar
------- -------
13419 4834
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi :Bakırköy 4.As.H.H.
Tarihi :23.5.1988
Nosu :327/437
Davacı :Mahip Özçelik
Davalı :Hasan Yıldırım
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki bulunduğu 8l45 parsel sayılı taşınmaza, davalının vaki
haksız elatmasının önlenmesini, taşkın yapının yıktırılmasını ve 480.000 lira
ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalı, iyi niyetle yapılanmaya dayanarak Medeni Yasanın 65l. maddesi
gereğince temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesine, taşkın yapının yıktırılmasına ve
ecrimisil isteğinin reddine dair verilen karar duruşmalı inceleme yapılması
isteği ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle:
Duruşma günü olarak saptanan 18.4.1989 Salı günü için yapılan tebligat
üzerine temyiz eden vekili Av. E.Müslüm Özcan geldi, davetiye tebliğine
rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi,yokluğunda duruşmaya başlandı,
süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne
karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklaması dinlendi, duruşmanın
bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya incelenerek gereği
görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, çaplı taşınmaza taşkın bina yapılmak suretiyle ortaya çıkan
elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Gerçekten, davacının kayden
maliki bulunduğu çaplı taşınmazın bir kısım yerine, davalıya ait komşu
parsele inşa edilen binanın taşırıldığı, çap uygulamasını yansıtan uzman
bilirkişi raporu ile saptanmış ve Mahkemece de (...Kadastro gören yerlerde
iyi niyet iddiasının ileri sürülemiyeceği...) gerekçesiyle elatmanın
önlenmesine ve yıkıma (kal'e) karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki,
değinilen gerekçenin Yargıtay kararlarında kural niteliği ile yer aldığı,
hatta bir süre Dairece de, mutlak şekilde uygulandığı doğrudur. Nevarki,
anılan kuralın her durumda ve her zaman mutlaka uygulama yeri bulacağından
söz etmek olanağı yoktur. Nitekim, Dairenin son yıllardaki istikrar bulmuş
kararlarında bu yön açıkca ifade edilmiş, ayrıca, M.K.nun 65l.maddesine
dayanan temlik isteğinin savunma yoluyla ileri sürülebileceğide
vurgulanmıştır. Hernekadar, M.K.nun 65l.maddesinde iyi niyetin tanımı
yapılmamış isede, bu maddede deyimini bulan iyiniyet, subjektif iyiniyettir.
Burada kural, taşkın yapı sahibinin, tecavüz ettiği taşınmazın başkasının
mülkü olduğunu, yada yapısının başkasının arsasına taştığını bilmemesi veya
kendinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilecek durumda
olmamasıdır. Görülüyorki, açıklanan ve olaya yansıyan iyiniyet kusursuz
bilgisizlik anlamındadır.
O halde, davalının iyiniyetli sayılıp, sayılamıyacağı, olaylar
karineler ve yanların tüm delilleri bir arada incelenip değerlendirilerek
sonuca bağlanması gerekirken, salt (... paylı yere müdahale halinde
iyiniyetten sözedilemiyeceği...) gerekçesine dayanılarak, davanın kabulüne
karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen
nedenlerden ötürü H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin
harcın temyiz edene geri verilmesine, gelen temyiz eden vekili için 24.800
lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden alınmasına 18.4.1989
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Z.Özdil T.Pamir H.Karadoğan C.Çetiner K.F.Çavga
|