 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
89/10120 90/476
ÖZET: Hiç kusursuz eşe karşı açılan boşanma davası kabul edilemez.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun
l34.maddesinin eski şeklinde (ifadesinde) şiddetli geçimsizliğe ilişkin
boşanma davası ilke (unsur) olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de
ikinci fıkrası ile hakkını kusuru olmayan yada daha az olan tarafa tanımak
suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava
hakkına yönelik görünsede söz konusu l34.maddenin eski biçimde kusura ilişkin
hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını
teşkil etmiştir. (3441 sayılı kanunun hükümet tasarısı 4.madde gerekçesi)
İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanunla Medeni Kanunun
l34.maddesini değiştirirken kusur meselesinden doğan güçlüğü önemli ölçüde
hafifletmiş kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde
sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşede dava açma hakkı tanımıştır.
Ne varki bu değişikliği tamamemn kusurlu eşinde dava açabileceği ve
yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve
değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce kimsenin kendi
eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği temel
hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan güne böyle bir düşünce tek
tarafla irade ile sistemimizin benimsemediği bir boşanma olgusunu ortaya
çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve
davranışı söz konusu olmadan evlilik birliğinin devamı beklenmeyecek derecede
temelinden sarsar mademki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma
doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun l34.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için
tamamen yada hiçbir kusursuz olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan
tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber boşanmaya karar verilebilmesi için
davalının çok az dahi olsa belli bir kusurunun varlığı ve bunun ispatlanması
kaçınılmazdır.
Olayımızda ise mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden
beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını kuşkusuzdur. Ne varki bu
sonuca ulaşılması tamamen davanın tutum ve davranışlardan kaynaklanmış olup,
davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan
nedenlerle isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yasa hükümlerinin
yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna
aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına 29.1.1990 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu N.K.Yalçınkaya T.Alp Ş.D.Kabukçuoğlu H.Dinç
|