 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı :
Esas Karar
------1988 ------ YARGITAY İLAMI
6136 7838
Mahkemesi :Zara As.H.H.
Tarihi :l4.7.l987
Nosu :231/244
Davacı :Dursun Uçar
Davalı :Sabri Öztürk vs.
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasındaki davadan dolayı Zara Asliye Hukuk Hakimliğin den
verilen l4.7.l987 gün ve 231/244 sayılı hükmün onanmasına ilişkin
olan l8.2.l988 gün ve 12913/1713 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde
davalılardan Cemal Öztürk vekili tarafından istenilmiş olduğundan dosya
incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davaya konu 4280 ve 12050 m2 yüzölçümündeki taşınmazların, davalılar
ve birleştirilen karşılık davanın davacıları Cemal Öztürk ve arkadaşlarının
dayandığı T.evvel/336 tarih 4 numaralı tapu kaydının kapsamında kalmadığı
yapılan keşiflerde bilgilerine başvurulan yerel bilirkişilerin ve tanıkların
açıklamalarından açıkça anlaşıldığına göre, bu olgunun belirtilerek ve
gerekçe gösterilerek karşılık davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik
yoktur.Ancak,yerel bilirkişilerin ve tanıkların verdikleri bilgilerden
çekişmeli taşınmazların tamamının ilk davanın davacısı Dursun Uçar'ın
dayandığı 24.4.l959 tarih 20 ve 29 numaralı tapu kayıtlarının kapsamında
bulunduğu kesin sonucuda çıkarılamamaktadır.Gerçekten, anılan kayıtların
diğer sınırları itibariyle bu taşınmazları çevirdikleri saptanmış; okudukları
tepenin de batıda boylu boyunca sınır oluşturduğu uzman bilirkişinin
düzenlediği krokiye işaretlenmiştir.Nevarki,"Tepe" sınırı niteliğinden ötürü
kural olarak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardandır.İstisnai
hallerde sabit sınır sayılabilir.Bunun (istisnai halin) gerçekleşebilmesi
için,kültür arazisinin bitiminde tepenin birden bire yükselmesi ve üzerine
tarıma olanak vermiyecek bir diklik göstermesi gerekir.(Bkz.H.G.K.25.3.1977
tarih 1976/7-1929 esas.1977/306 sayılı kararı Yargıtay Kararlar Dergisi
Mayıs-1978) esasen,sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Yasasının
20/C maddesi hükmünde değinilen ilke benimsenmiş bulunmaktadır.O halde,
yerinde yeniden keşif yapılmalı,taşınmazların ve tepenin fiziki durumları ve
konumları belirlenmeli,"Tepe" sınırının istisnai bir özellik göstermediğinin
saptanması halinde 20 ve 29 numaralı tapu kayıtlarının değişebilir ve
genişletilmeye elverişli sınır okudukları kabul edilerek; bu kayıtlara diğer
değişmez sınırlarıyla bağlantıları kesilmeden miktarlarına eşit kapsam tayini
yoluna gidilmelidir.Ayrıca, olayda,hükümde önce yürürlükte olan 766 sayılı
Tapulama Yasasının 32/d. ve daha sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro
Yasasının 13/B-C maddesinde öngörülen koşulların davalılar yararına
gerçekleşip gerçekleşmediği de açıkça ortaya çıkarılmalı ve böylece varılacak
sonuca göre bir karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin değinilen ilke ve olguları gözeterek,hükme yeterli
bir inceleme ve uygulama yapmaksızın,noksan soruşturma ile yetinmesi ve
yazılı şekilde karar vermesi doğru değildir.Anılan yönler,karar düzeltme
isteği üzerine,bu kez yapılan incelemeden anlaşılmış bulunduğundan; HUMK.nun
440.maddesi gereğince davalıların karar düzeltme isteklerinin kabulüne ve
Dairenin 18.2.l988 tarih 12913/1713 sayılı onama kararının ortadan
kaldırılmasına,Zara Asliye Hukuk Mahkemesince kurulan 14.7.1987 gün ve
231/244 sayılı hükmün yukarda belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun
428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,peşin alınan harcın temyiz edene
geriverilmesine 29.6.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Z.Özdil T.Pamir Y.İ.Dimici C.Çetiner K.F.Çavga
|