 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
YARGITAY
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı :
Esas Karar
-------1987 --------
4429 69l3
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi :Selim As.H.H.
Tarihi :15.9.l986
Nosu :123/86
Davacı :Elvan Tanrıkulu
Davalı :Rüskem Bayram
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasındaki davadan dolayı Selim Asliye Hukuk Hakimliğinden
verilen 15.9.1986 gün 123/86 sayılı hükmün onanmasına dair daireden verilen
20.1.1987 gün ve 13815/127 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki
Davalı tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
KARAR
Davacılar, miras bırakanları Mustafa, Hürü ve Kamil'e 1937 yılında
iskan yoluyla verilen davaya konu taşınmazların sonradan tescil ilamına
dayanılarak davalı adına tapuya kaydedildiğini ileri sürmüşler, iptal ve
tescil isteğinde bulunmuşlardır. Gerçekten, iptali istenen tapu kayıtları
6.5.1974 tarih, 202/68 sayılı tescil ilamı esas alınmak suretiyle
oluşturulmuştur. Nevarki, anılan ilam, aslı tapusuz bulunan taşınmazların
tapuya tescilini öngören bir ilam niteliğinde olmayıp, çekişmeli
taşınmazların önceden (1937 yılında) davalı ve müştereklerine iskanen
verildiğinin anlaşıldığından söz eden; diğer bir anlatımla, iskan kayıtlarına
geçen yerlerin tapuya tescili sonucunu doğuran bir ilamdır. Nitekim davalı,
çekişmeli taşınmazların kendisine ve müştereklerine iskanen verilmiş olmasına
karşın malikleri hanesinde tahrifat yapılarak iskan kayıtlarının davacıların
üzerine geçirilmek istendiğini savunmaktadır. Bilindiği üzere, temliki
onaylanmış iskan kayıtları tapuya tescil edilmese dahi ilgilisine veya
ilgililerine (tahsis yapılana veya yapılanlara) mülkiyet hakkı bahşeder.
Anılan yön, 1.11.1944 tarih 9/30 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme
kararında belirtilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda, uyuşmazlığın
sağlıklı ve adil bir çözüme kavuşturulması davaya konu taşınmazların kime
yada kimlere iskan yoluyla verildiğinin eş bir deyişle gerçek iskan hak
sahiplerinin kimler olduğunun açık ve kesin biçimde ortaya çıkarılmasına
bağlıdır.
Hemen belirtmek gerekirki, 6.5.1974 tarih 202/68 sayılı tescil ilamı
tarafı olmayan davacıları bağlamaz. Ancak, iskan tahsisini yapan Hazinenin
taraf olduğu önceki davadan dolayı verilen ilamın gerçek iskan hak
sahiplerini göstermesi bakımından takdiri bir delil teşkil edeceği
kuşkusuzdur.
O halde, konunun uzmanı olan bilirkişiye yada bilirkişi kurulu
aracılığıyla 1937 yılı iskan tevzi defterleri üzerinde inceleme yaptırılmalı
uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan ayrıntılı rapor alınmalı,
gerektiğinde deftere Mahkemece de bakılmalı, ayrıca, 6.5.1974 tarihli tescil
ilamı ile çekişmeli taşınmazlarda süre gelen kullanma (tasarruf) durumu
değerlendirilerek gerçek iskan hak sahibi yada sahiplerinin kimler olduğu
duraksamaya yer bırakmıyacak şekilde ortaya çıkarılmalıdır. Öte yandan, aynı
yerler için ayrı ayrı kişiler adına mükerrer olarak iskan kayıtları
oluşturulduğunun saptanması halinde 14.5.1984 tarih 10/4 sayılı Yargıtay
İnançları Birleştirme Kararı gözetilmek suretiyle sonuca gidilmelidir.Yerel
Mahkemenin, değinilen yönleri açıkca ortaya koyacak nitelikte ve içerikte
hükme yeterli bir soruşturma yapmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru
değildir. Anılan hususlar, davalının karar düzeltme isteği üzerine bu kez
yapılan inceleme sonucu anlaşılmış bulunduğundan, HUMK'nun 440. maddesi
uyarınca karar düzeltme isteğinin kabulüne ve Dairenin yanılgılı
değerlendirmeye dayanan 20.1.1987 tarih 13813/127 sayılı kararın ortadan
kaldırılmasına.
Selim Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.9.1986 tarih 123/86 sayılı
kararının yukarda belirtilen nedenlerden ötürü H.U.M.K.nun 428. maddesi
gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine
6.7.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Z.Özdil T.Pamir H.Karadoğan C.Çetiner K.Öztekin
|