 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı :
Esas Karar
------1987 ------ YARGITAY İLAMI
12182 12162
Mahkemesi :Malkara As.H.H.
Tarihi :16.l0.1984
Nosu :191/441
Davacı :Adviye Yetin vs.
Davalı :Hasan Sarıtay
Üçüncü Şahıs :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar,paylı olarak maliki bulundukları 302 ve 409 parsellere
davalının elattığını ileri sürerek önlenmesini istemişlerdir.
Davalı, paydaşlardan Nefise ile aralarındaki bakma sözleşmesine
dayanarak taşınmazları kullandığını savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın süresi
içinde davalı tarafından temyiz edildiği görülmekle dosya incelendi, gereği
görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacılar,paydaşı oldukları 302 ve 409 parsel sayılı taşınmazlara
davalının elattığından bahisle önlenmesini istemişlerdir. Gerçekten dava
konusu taşınmazların tamamının davalı Hasan Sarıtay tarafından kullanıldığı
yapılan uygulamayla saptanmıştır. Esasen bu yön yanlar arasında
tartışmasızdır. Nevarki davalı çekişmeli taşınmazlarda paydaş bulunan dava
dışı Nefisenin payının sözleşme ile kendisine devredildiğini savunmuş ve
noterlikçe düzenlenen 21.12.l978 tarihli bakıp gözetme sözleşmesini dosyaya
ibraz ederek bu durumu kanıtlamıştır.M.K.nun 625/1 maddesi hükmünce
paydaşlardan herbiri müşterek menfaatler için diğer paydaşları temsil
edebilir. Bu hüküm uyarınca paydaşlardan biri ilke olarak müştereken maliki
bulunulan taşınmaza üçüncü kişilerin elatmalarının önlenmesi davasını
açabilir. Burada ortak yararların haklı gösterildiği yasal temsil
sözkonusudur. Olayda davalının ibraz ettiği bakıp gözetme karşılığı pay
temliki sözleşmesi aynı değil kişisel hak sağlar isede bu sözleşmenin varlığı
nedeniyle davacıların az önce belirtilen yasal temsil hakkı dava dışı paydaş
Nefise yönünden ortadan kalkmış olmaktadır. Diğer bir anlatımla davacıların
işbu davada payını noterde davalıya devreden Nefise'yi temsil ettiklerinden
söz edilemez. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 20.4.1979 tarih 1-1026 -398
sayılı kararında değinilen durum açıklanmış bulunmaktadır.
O halde, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gözönünde tutularak
paya elatmanın önlenmesi biçiminde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı
değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden
ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine
20.11.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Z.Özdil T.Pamir H.Karadoğan E.Özkaya C.Çetiner
|