 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
86/399 86/1469
ÖZET : 18 yaşını ikmal eden çocuğun vesayet yerine ana veya babanın
velayetine bırakılması onun malları üzerinde vesayet hükümlerinin
uygulanmasını engellemez.
Taraflar arasındaki reddi hakim davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Mirascılar arasında taksim sözleşmesi yapılmasına ilişkin isteğin
mahkemece uygun görülmeyerek red edilmesi üzerine bu kararın temyizi
sırasında temyiz edenler, olayda mirascılardan birinin temsilcisi açısandan
vesayet değil velayet hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüş
temyiz edenin bu yöndeki itirazları dahil tüm temyiz itirazları yerinde
görülmeyerek red edilerek hüküm onanmıştır. Buna rağmen evvelce konmuş
tedbirin kaldırılması istenmiş mahkemece bu istek dahi 30.11.1984 günlü
kararla red edilmiştir. Veli Sude Ferek temyize konu bu karardaademi kanaatle
temyiz etmiş ve veli sıfatıyla mahkemenin izni olmadan çocuğun malları
üzerinde tasarrufta bulunabileceğini iddia ile hükmün bozulmasını istemiştir.
Her şeyden evvel önceki 21.11.1984 günlü mahkeme kararında vesayet
hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilerek hüküm verilmiş ve bu
gerekçeye karşı vaki temyiz itirazları ll.l2.l984 günlü Yargıtay kararı ile
red edilmiş bulunmakla bu yön karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak haline
gelmiştir.
Kaldıki l8 yaşından büyük olan mahcureye Medeni Kanunun 369/2. maddesi
uyarınca annesinin veli tayin edilmiş bulunması, veli olan annenin çocuğa ait
mallar üzerindeki tasarruflarından velayet hükümlerinin uygulanması
gerekeceği anlamını taşımaz. Anne l8 yaşından büyük olan mahcureye vesayet
hükümleri gereğince kanuni temsilci olarak tayin edilmiştir. Kanun koyucunun
vesayet hükümlerine göre çocuğun en yakını olarak onu ana ve babanın
velayetine bırakması, reşit çocuklara velayete ilişkin hükümlerin
uygulanmasını gerektirmez. Zira küçükler l8 yaşını bitirmelerine kadar ana ve
babasının velayeti altındadırlar. (M.K. 262) Reşit çocuğun hacir altına
alınma sebebiyle çocuğun ana ve babanın velayetine bırakılması vesayete
ilişkin 369/2. maddesi gereğidir. Ana ve baba çocuğun malları üzerinde
küçüğün rüştüne erişmesine kadar intifa hakkına sahiptir. Başka bir
anlatımla, ana babanın veli sıfatı çocuğun malları üzerinde hakimden izin
almadan tasarrufta bulunma hakkı küçüğün l8 yaşını bitirdiği anda sona erer.
Öyle olunca, l8 yaşından büyük olan mahcur çocuğun mallarının vesayet
hükümlerine göre idaresinin gerekeceği açıktır. M.K. 369/2. maddesine göre
tayin edilmiş velinin görevinin sona ermesi de velayetin nez'ine ilişkin
hükümlere göre değil hacri gerektiren sebeplerin ortadan kalkmasına bağlıdır.
Bu itibarla, ana babanın küçük çocukları üzerinde doğumla birlikte başlayan
ve kanunen haiz oldukları velayet hakkı ile hacir nedeniyle kendi
velayetlerine bırakılan reşit çocukları üzerindeki hak ve yetkileri yukarda
belirtilen konularında farklı bulunduğundan (veli dedeoğlu T.M.M.C.2.
Sh.369/370. F.N.Feyzioğlu Aile Hukuku 1979 Sh.574) Olayda, M.K.269/2
gereğince reşit evlade hacir nedeniyle veli olarak tayin olunan ana ve
babanın çocuğun malları üzerinde serbestçe tasarruf hakkı bulunmamaktadır.
Onun için temyiz edenin bu ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının
reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen sebeple ONANMASINA,
l3.2.l986 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
E.Şener E.Başaklar İ.Y.Ömeroğlu
T.K.Ülkü N.K.Yalçınkaya
|