 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı :
Esas Karar
75/2-997 76/2081
21.5.1976
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet:Birliğe dönmesi istenen eşin ayrı yaşamasını haklı kılan
olayların etkisi geçip bunu sonra iki ay dolmadan istenen ihtar isteği Medeni
Kanunun 132. maddesi uyarınca boşanmaya yol açan ihtar niteliğinde olmaz.
Taraflar arasındaki terk nedeniyle boşanma davasından dolayı yapılan
yargılama sounda Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 7.5.1975 gün ve 598-271 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili
tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 8.7.1975 gün ve
5256-6159 sayılı ilamıyle (..dinlenen davacı tanıkları davalı kadının kocası
evini terk etmede haklı olduğunu, kadının korku ve dövülmek gibi endişelerle
kocası evini terk ettiğini ve bu olayların tesirinden henüz kurtulamadığını
söylemişlerdir. Kocasının kötü davranışlarına devam etmeyeceği hususunda bir
kanaata varamamış ve kocası evine dönmemekte haklıdır. Davacı kocanın çekmiş
olduğu ihtarın samimi olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın reddi icabederdi)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
yargılama sonuda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davalı vekili Av. Tevfik Saltoğlu
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Duruşma yapılması için tayin edilen 12.5.1976 Çarşamba günü belli
zamanda temyiz eden ve duruşma isteyen davalı vekili Av. Tevfik Saltoğlu ile
karşı taraf davacı geldiler.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek
anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulunca gelen taraf vekilinin sözlü açıklaması
dinlendikten sonra vaktin yetersizliğinden dolayı işin karara bağlanmasının
başka bir güne bırakılması uygun görüldü.
Bu gün dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü.
Medeni Kanunun 132. maddesi hükmünce "karı kocadan biri, evlenmenin
kendisine tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadiyle diğerini terk
ettiği veya muhik bir sebep olmaksızın evine dönmediği takdirde ayrılık en az
3 ay sürmüş ve devam etmekte bulunmuş ise, diğeri boşanma davasında
bulunabilir". Olayda davalı kadın 15.1.1974 günüde kocası aleyhine nafaka
davası açmış ve Bursa Sulh Hukuk mahkemesinin 30.9.1974 günlü kararıyla
"davalının sık sık pavyonlara gittiği, burada yanına kadın aldığı, karısını
dövdüğü ve son olarak da evinden çoçuğu ile birlikte kovduğu kendisini
istemediği ve bu ayrı yaşamalarına davalının sebebiyet verdiği anlaşılmış ve
bu durum karşısında davacının ayrı yaşamakta haklı ve iş bu davasında samimi
bulunduğuna mahkemece de tam kanaat" getirildiği gerekçesiyle nafakaya
hükmolunmuş ve karar Yargıtayca onanarak kesinleşmiştir. Taraflar arasındaki
nafaka davası devam ederken koca karısı aleyhine 9.7.1974 günlü ihtar
kararını alarak 10.7.1974 gününde tebliğ ettirmiştir.
Önce şu husus belirtilmelidir ki, kadının müşterek evi bir kerre haklı
nedene dayanarak terk etmiş olması kuşkusuz ona, ilanihaye ayrı yaşama
hakkını vermez. Ancak bunun karşısında müşterek evi terk sonucu doğuran haklı
nedenlerin etkileri kadın üzerinden silinmeden kocanın göndereceği bir ihtara
kadının icabet etmemesi de onun haklı bir neden olmadan eve dönmediğinin
kabulünü gerektirmez. Esasen boşanma davasına zemin hazırlama amacıyla
gönderilen bu nitelikteki bir ihtarda samimi sayılamaz. Davada dosyadaki tüm
deliller ihtarın nafaka davası devam ederken gönderilmiş bulunması vakıasıyla
hep birlikte değerlendirildiğinde davacı kocanın müşterek evi terk sonucu
doğuran davranışlarının kadın üzerindeki etkilerinin devam ettiği ve bu
itibarla da haklı olarak ortak hayata döndüğü takdirde kocanın sözü edilen
davranışlarını sürdüreceği intibaına sahip olduğu sonucuna varılır. Bütün
bunların sonucu olarak davalı kadının ihtara icabet etmemekte haklı
bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da
benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak icabederken önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire
bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince
bozulmasına, davalı yararına takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının
davacıdan alınıp davalıya verilmesine 21.5.1976 gününde oyçokluğu ile karar
verildi.
B.B.vekili 1.H.D.Baş. 14.H.D.Baş. 15.H.D.Baş. 8.H.D.Baş.
A.Özoğuz H.S.Tırpan H.ertem F.Palabıyık E.S.Ağalar
|