Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
     Sayı

	 	  Y A R G I T A Y   İ L A M I 

Esas       Karar  
72/5977    72/6472      	 
    17.11.1972

	Özet:Vasiyetnameden rucuda vasiyetname şekillerinden birine uygun
 olmalıdır. 
	Şekle aykırı noter tesbiti ile vasiyetten rucu edilmiş olmaz.

	Kadriye Kentmen tarafından Sabire Seher Kentmen ve arkadaşları
 aleyhlerine acilen tasarrufun iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda
 davanın reddine dair verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün
 temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmekle
 duruşma için tayin olunan günde mümeyyiz vekili Av. Kerim Tevfik Alyot ve
 mümeyyezünaleyhler vekili Av. Yılmaz Dedeoğlu geldiler. Gelenlerin
 konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için başka
 güne bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup iş
 anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
	Dava, müteveffa Selim Kantmen'in rücu ile ilgili 16 Temmuz 1969 günlü
 tasarrufunun geçerli olmaması sebebiyle 14 Nisan 1956 tarihli vasiyetinin
 lüzum ve hüküm ifade ettiğinin tesbitine ilişkindir.
	Müteveffa Selim Kantmen 16.7.1969 günü Bakirköy 2. Noterliğine
 başvurarak gördüğü lüzum üzerine 14.4.1956 günlü vasiyetnamesini fesh
 eylediğini bildirmiş, Noter bu beyanı tanıklar önünde tesbit etmiş, işbu
 irade beyanını Selim ve tanıkların müşterek imzalarıyla tevsik eylemiştir.
 Musaleh vekili ve tarz bir irade beyanının vasiyet hükümlerini ortadan
 kaldırmayacağını ileri sürerek dava açmış, davalı taraf ise aksini
 savunmuştur. Böylece uyuşmazlık, yukarıda açıklanan belgenin hukuki sonuç
 doğurmaya elverişli bir nitelik taşıyıp taşımadığı noktasında düğümlenmiştir.
	Vasiyetci, vasiyet için kanunda yazılı şekillerden biriyle
 vasiyetinden her zaman rücu edebilir (M.K. 489). Kanun metninden açıkca
 anlaşıldığı üzere rücuun, vasiyetin yapıldığı şekle uyulmak suretiyle vukuuna
 lüzüm olmayıp, vasiyet için kanunda öngörülen şekillerden birinin seçilmesi
 ile vasiyetten dönülmesi mümkündür. Mesela: Resmi vasiyetten, el yazısı ile
 düzenlenmiş vasiyetle dönülebileceği gibi, el yazısı vasiyetten de resmi
 vasiyet şekliyle dönülebilir.
	489. madde hükmü emredici nitelik taşıdığı için, aksine hareket
 tasarrufu geçersiz kılar. Çünkü; Medeni Kanunun 5. maddesi delaletiyle
 Borçlar Kanununa ait hükümler Medeni Hukuk ilişkilerinde de uygulanır.
 Kanunun emrettiği şekle uyulmadan yapılan işlemler geçersiz olur (B.K. 11).
 Mademki kanun koyucu vasiyet şekillerinden birisiyle vasiyetten rücuu gerekli
 bulmuştur. O halde, bu şekle uyulmadıkça rücu hüküm ifade etmez. İlmi ve
 kazai içtihatlar da bu konuda ittifak halindedir. (Dr. İlhan Öztırak, Tek
 Taraflı Ölüme Bağlı Tasarruflardan Rücu 1964, S. 32-35, Prof Zahit İmre, Türk
 Miras Hukuku, 1968 S. 149, Prof. Gönensay Birsen, Miras Hukuku S.113,
 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 7.1.1946 gün 6211/76 sayılı kararı).
	Her ne kadar Medeni Kanunun 490. maddesi imha suretiyle rücuu kabule
 müsait ise de, rücuun bu özel şeklinden hareket edilerek 489. maddeyi amacı
 dışına taşırmak, yani vasiyet şekillerine uyulmaması halinde dahi rücuu
 geçerli kılmak caiz ve mümkün değildir.
	Yukarıda açıklanan belgenin Medeni Kanunun 480. ve sonraki
 maddelerinde yer alan resmi vasiyet şeklinde uygun olmadığı hususunda
 tereddüt yoktur. Dayanılan belge müteveffanın rücu iradesini genel olarak
 notere tesbit için, iradenin açıklanması yeterli olmayıp, rücu için seçilen
 vasiyet şekline uygun bir belgenin düzenlenmiş olması şarttır. Eğer
 düzenlemede bir eksiklik varsa rücu iradesi hukuki netice meydana getirmez.
 Davaya konu 16.7.1969 günlü belge resmi vasiyet niteliğinde bulunmadığına
 nazaran buna dayanılarak 14.4.1956 günlü vasiyetnamenin geçersizliği ileri
 sürülemez. Bu itibarla, isteğe uygun hüküm tesisi icabederken, kanunun açık
 hükmüne ve içtihatlara aykırı düşünceler benimsenerek davanın reddedilmesi
 usul ve kanuna aykırıdır.
	SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA ve
 duruşma için takdir olunan sekizyüzelli lira vekalet ücretinin davalılardan
 alınıp davacıya verilmesine 17.11.1972 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN	      ÜYE	      ÜYE	   ÜYE	      ÜYE
Esat Şener  B.Erten      H.Kandilci   H.Atasoy      M.Aksoy
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini