 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/79
K: 1987/188
T: 13.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Afyon 1. Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 14.11.1985 gün ve 200-767 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 4.12.1986 gün ve 803-7704 sayılı ilamıyle; (Dosyadaki Taksimat senedi başlıklı belgede miras bırakan Ahmet'in hayatta iken davacı kızı Sultan'a verdiği taşınmazlar yazılı olup davalı Döndü'ye yapılmış bir tahsisten söz edilmemektedir. Uyuşmazlığın bu senede göre çözümlenmesine olanak yoktur. Dava konusu 9092 parsel sayılı taşınmaz ise sonradan muris Ahmet mirasçıları arasında yapılan taksimde davalı Döndü'ye isabet ettiği nedeni ile tapulamaca adına tesbit edilmiştir. Şu hali ile Ahmet mirasçıları arasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 34. maddesinde gösterilen biçimde bir taksim yapılıp yapılmadığının araştırılarak bir sonuca varılması gerekmektedir. Gerçi yapılan keşifte bu konuda bilirkişi ve tanıklar dinlenmiş ise de bunlar uyuşmazlığı çözümlenmeye yeter bir ifadede bulunmamışlardır. Ancak, tapulama tesbiti, tutanak bilirkişilerinin sözlerine dayandığına göre tapulama tutanağında yazılı bu bilirkişilerinde dinlenerek delillerin bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir. Noksan inceleme ve soruşturma ile karar verilemeyeceğinden hükmün bozulması gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, tereke adına istemde bulunmuştur. Bu durumda, diğer mirasçıların davaya katılması veya muvafakatlarının sağlanması, bu mümkün olmaz ise MK.nun 581. madesi uyarınca miras şirketine mümessil tayin ettirilerek davaya devam olunması gerekir.
Ancak; mirasçıların tümü, bir davada karşılıklı da olsa davacı olarak yer almış ise, az yukarıda belirtilen dava şartı yerine getirilmiş sayılır.
Olayda; davacının muhtelif dosyalarla, tüm mirascılar hakkında ayrı ayrı dava açtığı anlaşılmaktadır. Söz konusu davalar, HUMK.nun değişik 45. maddesi gözönünde bulundurulmak suretiyle birleştirildiği takdirde, bu dava şartı yerine getirilmiş olacaktır.
Hal böyle olunca, birleştirilmesi suretiyle davaların görülmesi gerekirken, esasa girilerek verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır. Bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.3.1987 gününde oyçokluğu ile karar verildi.