 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/661
K: 1987/915
T: 09.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kırşehir 2. Aslıye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16.12.1986 gün ve 1985/561 - 1986/535 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 18.2.1987 gün ve 1756-2154 sayılı ilamıyla "... Davacının iş akti davalı işverenin işyerinde örgütlenmesini istemediği .... ...... Sendikası'na üye olunması nedeniyle feshedildiği karar yerinde kabul edilmiştir. Böyle bir fiil 2821- sayılı Yasa'nın 32. maddesinde düszenlenen sendikaların çalışma hayatına ilişkin faaliyetleriyle, aynı Kanun'un 33. maddesinde düzenlenen sendikaların sosyal faaliyetleri arasında yer almadığından, olayın İş Kanunu'nun l3. maddesinin sondan bir evvelki fıkrasında bütüniyete örnek gösterilen işçinin sendikaya üye olması sebebiyle fesih olarak nitelendirilip ve çoğun içinde azın da bulunduğu' ilkesi benimsenerek kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, maddi olaya uygun düşmeyen bir nitelemeyle sendikal tazminata hükmedilmesi ilgili yasanın yukarıda yazılan hükümlerine aykırı görülmüştür ...." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Sendikalar Kanunu'nun 31/5. maddeleri hükmünce "İşçiler, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederesyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya herhangi bir nedenle farklı muameleye tabi tutulamazlar". İşverenin bu fıkra hükümlerine aykırı hareket etmesi halinde, yasa koyucu, yaptırımı getirerek, son fıkra hükmüyle, işçinin ücretinin bir yıllık tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedileceğini öngörmüştür. Bu yaptırımın işleyebilmesi için öncelikle işçinin sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmaları ve bundan dolayı işten çıkarma halinin gerçekleşmesi gerekir. Sendika ve konfederasyonlarının faaliyetleri Sendikalar Kanunu'nun 32 ve 33. maddelerinde gösterilmiştir. Davada dayanılan davaya ait faaliyetler az önce zikredilen maddelerle açıklanan faaliyetlerden değildir. Bu itibarla Sendikalar Kanunu'nun 31/6. maddesinde öngörülen yaptırımın olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Ancak, maddi olayları açıklamak taraflara, bunların hukuki tasnifinin hakime ait bulunduğu hususu dikkate alındığında olayda İş Kanunu'nun 13. maddesinin sondan bir önceki fıkrası uyarınca, işveren tarafından hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye kullanılma halinin gerçekleştiğinin kabulü icabeder. 'Çoğun işinde azın da bulunduğu ' kuralı dikkate alındığında, mahkemece, 13. madde uyarınca, kötüniyet tazminatına hükmedilmek gerekir. Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.12.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.