 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/597
K: 1987/1041
T: 16.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "men'i müdahale" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ÖDEMİŞ Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 5.3.1987 gün ve 1986/1924 - 1987/412 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 20.4.1987 gün ve 5523-5155 sayılı ilamı: (... 1985/1124 esas sayılı davada, davacı Ali Rıza Çakır davalıların dava konusu yere elatmalarını önlenmesine karar verilmesini istemiş olup, yapılan yargılama sonunda davalıların eylemsel biçimde bu yere elatmadıkları saptanmış ve sonuçta bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Bu hüküm kesinleştikten sonra 2. kez aynı davacı tarafından verilen 21.11.1985 tarihli dilekçe ile aynı yer hakkında elatmanın önlenmesine karar verilmesi istenilmiş ve karşılık olarak davalılar da aynı yer hakkında davacının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Sonuçta, 1985/1975 esas sayılı davada davalıların dava konusu yeri yine aynı biçimde fiili elatmaları olmadğından bahisle davacı Ali Rıza'nın davasının reddine ve çekişme konusu yerin yol olarak daha önceki dosyada ve bu dosyada belirlendiği, bu nedenle de davalıların Ali Rıza hakkında açmış oldukları davanın reddine karar verilmiştir. Görülüyor ki, her iki davada fiili elatma söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bir sonraki davada ise davacı bu kararların kesinleşmesinden sonra aynı yere davalılar tarafından elatıldığını kendisinin geçmesine engel olunduğunu ileri sürmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Şu hale göre bu son davanın konusunu teşkil eden olay değişik bir zamana rastlamaktadır. İddiaya göre 1985/1975 esas, 1986/686 karar sayılı kararın kesinleşmesinden sonra elatma olduğu ileri sürülmektedir. O halde davanın sebebini teşkil eden hukuki olay değişiktir. Bu olayda H.U.M.K.nun 237. maddesinde tanımını bulan kesin hüküm söz konusu olamaz. Taraflar ve dava konusu yer aynı ise de hukuki sebep ve vakıa değişiktir. O itibarla tarafların iddia ve savunmaları gözönünde tutularak bu son olayın incelenmesi ve uyuşmazlığın çözümü yönüne gidilmesi gerekir. Kesin hükümden sözedilerek davanın reddine karar verilmiş olması Yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere sonraki davanın ağaç dikme suretiyle müdahale isteğine dayanmasına ve bu suretle hukuki sebeplerin farklı olmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 16.12.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.