 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/551
K: 1988/310
T: 06.04.1988
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 8.9.1986 gün ve 210-335 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.12.1986 gün ve 5853-6590 sayılı ilamı ile; (..Davacı ile davalı arasındaki ortaklık sözleşmesi 30 Mart 1984 tarihlidir. Her ne kadar davacı tarafından dava dışı H. Y. aleyhine açılan men'i müdahale davası 29.11.1984 tarihinde davacı lehine karara bağlanmış ve 7.3.1985 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiş ise de, davalı mahkemece karar verilmeden evvel davacının kiralanandaki mülkiyet hakkını kabul etmiş ve kendisiyle ortaklık sözleşmesi kurmuştur. Bu itibarla, davalı ile H.Y. arasındaki hukuki ilişkinin bu davanın sonucuna etkisi yoktur. kiralanan davalının elindedir. Böylece davacının dayandığı 30 Mart 1984 tarihli ortaklık sözleşmesi fiilen de gerçekleşmiştir. Öyleyse mahkemece işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin tarihi 30.3.1984'tür. Bu tarih, senedin üst köşesine çıkıntı şeklinde yazılmıştır. HUMK.nun 298. maddesi uyarınca bu tür çıkıntılar ayrıca tasdik edilmemekle, kural olarak, geçersiz ise de, yapılan keşifte dinlenen senet tanığı, senedin söz konusu tarihte yapıldığını açıkça söylemiş ve hazır bulunan taraflar da bu açıklamaya diyecekleri olmadığını bildirmekle, senedin 30.3.1984 tarihinde yapıldığının kabulü isabetlidir.
Bu nedenle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenin Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcınıın geri verilmesine, 6.4.1988 gününde, oybirliğiyle karar verildi.