 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/524
K: 1988/64
T: 03.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ANKARA Asliye 12. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen, 21.5.1984 gün ve 691-216 sayılı kararın incellenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.11.1986 gün ve 4948-5757 sayılı ilamı: (... Davalılardan Tamara Mine Sunar 6.10.1981 günlü mektubunda, edindiği bilgilere dayanarak ve iyice kanaat getirdiğini vurgulayarak, Ömer Sunar'ın davacılarla irtibatı olduğunun ve defter kayıtlarına göre, Mehmet Sert'in 3.269.000 TL., Kadir Sert'in 14.000.000 TL., Çağdaş'ın 15.000.000 TL. ve Semih Özgün'ün 20.000.000 TL. lık bir alışverişi olduğunun kabul edilebileceğini açıklamıştır. Adı geçenin bu sözlerinden, Ömer Sunar'ın davacılara dava konusu edilen miktarda borcu olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim bu mektubun 5. sahifesinde mektubun muhatabı olan avukata gerekli işlemleri yapması, gerekirse davanın durdurulması talimatı verilmiştir. Nitekim, Tamara Mine Sunar vekili bu mektubu ekleyerek, Mahkemeye verdiği 13.10.1981 günlü dilekçesinde, müvekkilinin maddi olguların kabulünü içeren bu mektuptaki açıklama ve talimatını mahkemenin bilgisine sunduğunu, bu açıklamalara göre dava edilen ve el defterinde yazılı bilgilerin esas alınmasının mümkün olabileceğini bildirmiştir. Şu durumda, mektup içeriğine ve davalı Tamara Mine'nin avukatının 13.10.1981 günlü dilekçesinin münderecatına göre, davalı Tamara Mine Sunar'ın dava konusu borcu ikrar ettiği kabul edilmek gerekir. Mektupta mahkemece kabul edildiği gibi ihtiyati tedbirden söz edilmemiştir. Bu mektubun ihtiyati tedbirin kaldırılması için vekile yazıldığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Mektuptaki ikrar şartlı değildir. Esasen davalının ikrardaki amacıda, sonuca etkili görülmemiştir. O halda 6.10.1981 günlü mektup davalılardan Tamara Mine Sunar bakımından bağlayıcıdır ve onun yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onun hakkındaki davanında reddi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Özel Daire kararında, davalı Tamara Mine'nin 6.10.1981 günlü mektuptaki açıklamalar ve kullandığı sözlere göre davacılara dava konusu edilen miktarda borcu olduğunu kabul ettiği sonucuna varılarak, davanın reddine ilişkin mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma kararına esas tutulan 6.10.1981 günlü mektubu, davalı Tamara Mine, Avukatına yazmış olup, orada kendisine gönderilen defter sayfaları fotokopilerinin başlangıçta mevcut olmadığını, nereden çıktığını anlayamadığını, bununla beraber oradaki yazıların eşi Ömer'in yazısına benzediğini, bu durumda Ömer'in söz konusu kişilerle alış verişi bulunduğu anlaşıldığını, eşinin iş ortaklarına borçlu kalmasını istemediğini, eşinin de böyle bir insan olmadığını bildirdikten sonra "şayet borcu varsa ödemelidir... elbette kocamın, borçları mallarından ödenmelidir." demiştir. Görülüyor ki mektup samimi ifadelerle mevcut ise inkar yoluna sapmadan ödenme arzusu ile yazılmış ancak, mektuptaki sözler tümü itibariyle değerlendirildiğinde davanın kabulü sonucuna doğruacak nitelikte bir anlatım taşımadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle, direnme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan onanmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 3.2.1988 gününde oyçokluğu ile karar verildi.