 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/478
K: 1988/7
T: 13.01.1988
DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem ve ihbar tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.9.1986 gün 1986/58 - 587 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 5.11.1986 gün ve 1986/8696 - 9799 sayılı ilamiyle;"...Davacı davalı Bankanın Ankara'daki işyerinde çalışmakta iken bu işyerinin İstabul'a nakli dolayısıyla kendisinin de İstanbul'a nakli dolayısıyla kendisin de İstanbul'a naklinin yapılması üzerine İK'nin l6'ncı maddesi uyarınca iş aktini iş şartlarının başkalaşmasını sebep göstererek feshettiği anlaşılmaktadır. Gerçekten Yargıtay uygulamalarında işçinin yerleşik bulunduğu yerden başka yere nakli, İK'nin 16/II-e maddesinde iş şartlarında esaslı değişiklik ve başkalaşma olarak kabul edilmekte ise de bunun haklı feshe yol açıp açmayacağı konusu değerlendirilirken sözleşmelerde aksine hüküm olup olmadığı da araştırılmaktadır. Yasa'da da sözleşmelere başka türlü kayıt konmamak şartıyla haklı fesih sebebi kabul edilmiştir. Davacının bağlı olduğu TİS'nin 12'nci maddesinde ise işverenin sendika üyelerini aynı şehirdeki veya diğer şehirlerdeki ünitelere ve görevlere serbestçe nakledilebileceği kabul edilmiş ve davacının bu maddenin devamındaki, gözönünde bulundurulması gereken şartları da haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca davacının İ.K'nin 16/II-e maddesinden yararlanması olanak dışıdır. Mahkemenin kıdem ve özellikle ihbar tazminatına hükmetmesi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre davacının fesih sebebinde haklı olmadığının anlaşılmasına ve kaldı ki İş Kanunu'nun 18'nci maddesinde öngörülen 6 iş günlük süreyi de geçirmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurul'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bu nedenle de uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429'uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.1.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.