 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/459
K: 1987/1047
T: 16.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Enez Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.4.1986 gün ve 129 - 68 sayılı kararın incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 15.9.1986 gün ve 7782 - 7977 sayılı ilamı : (... Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Davacı tapulamada 1937 ihdas tarih ve 656 tahrir numaralı vergi kaydına istinaden adına tesbit ve tescil olunan 684 sayılı parselin miktar fazlası olduğundan bahisle hazine adına tesbit ve tescil olunan 851 sayılı parselin tapu kaydının zilyedliğe istinaden kısmen iptalini ve adına tescilini istemiştir. Mahkemece istemin kabulü cihetine gidilmiştir. Davacı adına tesbit ve tescil olunan 684 sayılı parsele uygulanan 937 tarih ve 656 sayılı vergi kaydının güney sınırı orman olmaktadır. Bu durumda zilyedliğe dayalı olan işbu davada iddianın vergi kaydı derecesinde kuvvetli bir delil ile isbat edilmesi gerekir. Bu itibarla davacıdan iddiasını isbata yarar bu tür bir delili olup olmadığı sorulmak, bildirildiği takdirde incelenip gereği yapılmak ve deliller birlikte takdir olunarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken sadece şahadete dayanılarak hükmün kabulü cihetine gidilmiş olması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle hükümden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun olayda uygulama yerinin bulunup bulunmadığının da incelenmesi gerektiğine göre Hukuk Genel Kurulu'ncada benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 16.12.1987 gününde BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.