 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/381
K: 1987/873
T: 25.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "tasarrufun iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Salihli Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.12.1985 gün ve 1984/339-1985/633 sayılı kararın incelenmesi davacı temsilcileri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 27.11.1986 gün ve 1321-4002 sayılı ilamı: (..Dava, davacı müflis kollektif şirketi ortağı ve aynı zamanda müflis Mehmet Akaydın tarafından 1908 parsel nolu taşınmazın yapılan satışının iptaline ilişkindir. Her ne kadar İİK.nun 279. maddesinde iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde yapılan tasarrufların batıl olduğu belirtilmişse de aynı kanunun 280/ilk maddesi hükmüne göre tediye kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmiş bir kişinin iyiniyetli bir şahıstan veya basiretli bir tacirden beklenilmeyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve üçüncü şahsın da bu durumu ve işlemin niteliğini bildiği veya bilmesi gerektiği hallerde de yapılan tasarruf batıl sayılmıştır. Sözü edilen maddenin yollamada bulunduğu aynı kanunun 278. maddesinin 2. bendinde akdin yapıldığı sırada alacaklının verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği satışların bağışlama sayılacağı öngörülmüştür.
Tüm bu olgular yeterince değerlendirilmedikçe alıcının iyi veya kötü niyetli olduğu hususunda bir sonuca varmak mümkün değildir.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, müflis şirket ortağı Mehmet Akaydın ile ilk alıcı Süleyman Polat arasındaki taşınmaz satışına ilişkin akit tablosunu getirtmek, gerek bu akitte, gerekse Süleyman Polat'ın davalı Ahmet Can'a yaptığı satış ile ilgili akit tablosunun dayanakları incelenmek, bu satış tarihleri ile davacı şirket ve ortağı müflis Mehmet Akaydın hakkında yapılan takip tarihleri karşılaştırılmak, satış bedellerinin günün rayiçleri karşısındaki değerleriyle karşılaştırılmak, elde edilecek sonuçlar ile mevcut deliler birarada incelenerek sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
Mahkemenin bu yönleri gözden kaçırarak yazılı olduğu şekilde ve eksik incelemeyle hüküm kurması doğru bulunmamıştır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, müflis kollektif şirket ortağı ve aynı zamanda müflis Mehmet Akaydın tarafından 1908 parsel sayılı taşınmazın yapılan satışının iptali isteğine ilişkindir.
Davacı iflas idaresi temsilcileri 3.7.1984 günlü dilekçeleri ile, alacaklı Seyfettin Uzun'un icra takibine konu alacağına karşılık olmak üzere 1908 parselin müflis Mehmet Akaydın tarafından davalı Süleyman Polat'a satıldığını, onun da bu yeri daha sonra diğer davalı Ahmet Can'a sattığını belirterek, yapılan işlemlerin kötü niyetli ve diğer alacaklıların zararına olduğunu belirterek, satış işleminin iptalini ve masa mal varlığına dahil edilmesini istemişlerdir.
İ.İ.K., borçlunun, iflastan önce yaptığı iptale tabi tasarruflarını üç grup altında düzenlemiştir (md. 278,279,280). Bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar tahdidi olarak sayılmış değildir. Kanunun iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (md. 281).
Dava dilekçesinde İİK.nun 278,279,280. maddelerinden hangisine istinaden iptal istendiğinin belirtilmesi de zorunlu değildir. Hatta bu maddelerden biri gösterilmiş olsa bile mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine dayanarak iptal kararı verebilir.
Bu genel açıklamalar ışığında özel daire bozma ilamının, yukarıda zikredilen 281/1. madde gereğince, hakimin serbest tahkik ve takdir yetkisi nazara alınarak eksik inceleme nedeniyle yapılmış olduğu ortaya çıkmaktadır. Özel daire bozma ilamında 280. maddenin 278/2. yerine 278/2. maddeye atıf yaptığı yazılmışsa da bunun bir maddi hata sonucu olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Bu durumda yapılacak iş, müflis Mehmet Akaydın ile ilk alıcı Süleyman Polat arasındaki taşınmaz satışına ilişkin akit tablosunu getirtmek, gerek bu satış, gerek bundan sonraki Ahmet Can'a yapılan satış ile ilgili akit tablolarının dayanakları incelenmek, bu satış tarihleri ile müflis Mehmet aleyhine yapılan takip tarihleri karşılaştırılmak, satış bedellerinin günün rayicine uygunluğu araştırılmak, elde edilecek sonuçlar mevcut delillerle birarada incelenerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması ve kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı temsilcilerin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda belirtilen ve özel daire bozma ilamında gösterilen nedenlerle 25.11.1987 gününde (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.