 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/372
K: 1987/836
T: 11.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "meni müdahale ve kal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 9.4.1986 gün ve 1984/688 - 1986/244 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 9.12.1986 gün ve 12782 - 12991 sayılı ilamı : (... Davacı çaplı yerine davalının bina yapmak suretiyle elattığını ileri sürerek önlenmesini ve yapılan muhtesatın kalini istemiştir. Davalı ise çekişme konusu yeri satış vaadi senedi ile davalının murisinden satın aldığından bahisle davanın reddini savunmuştur. Celbedilen tapu kayıtlarından ve taraf beyanlarından davacının hissedar bulunduğu 40 parsel ile davalıya ait 41 parselin tek parsel halinde davacının murisi ile davalının müşterek malı iken aralarında paylaştıkları, 40 nolu parselin davacının murisi 41 nolu parselin davalının üzerine tescil edildiği aynı gün davacının murisinin satış vaadi senedi ile nizalı yeri davalıya satıp teslim ettiği, davalının da bu yer üzerine taşkın ile nizalı yeri davalıya satıp teslim ettiği, davalının da bu yer üzerine taşkın yapı ve sair muhtesatları yaptığı anlaşılmaktadır. Esasen bu husus çekişme konusu bulunmamaktadır. Satış vaadinde bulunan 40 parselin önceki malikinin bu tasarrufundan bilahare taşınmazı temliken iktisap eden davacı ile dava dışı sair hissedarların yakın akrabalıkları gözönünde tutulduğui takdirde haberdar olmadıklarının iddia edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla davalının satış vaadi senedindeki kişisel hakkını sonraki maliklere ve bu arada davacıya karşı ileri sürebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda davalıya satış vaadinden doğan kişisel hakkı yönünden davacı ve dava dışı hissedarlar aleyhinde cebri tescil davası açmak üzere mehil verilerek bu dava ile birleştirilip hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi dava açılmaması veya çekişme konusu yerin ifrazının mümkün olmaması halinde M.K.nun 648 ve 649. maddeleri nazara alınarak davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerekirken yanlış değerlendirme neticesi kal'e karar vermek gerekirken diğer yandan davalıya tescil davası açmak üzere muhtariyet tanımak suretiyle çelişkili olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 11.11.1987 gününde BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.