 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/334
K: 1987/832
T: 11.11.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.9.1986 gün ve 231-533 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.10.1986 gün ve 8305-9318 sayılı ilamı: (... Mahkemece 21.5.1986 tarihli ilk oturumda taraflara delil ve şahit listelerini vermeleri ve dinletecekleri şahitler için tayin olunan ücretleri yatırmaları için 10 günlük kesin mehil tanınmış, fakat davalı 10 günlük mehil içinde ara kararı gereğini yerine getirmemiş olmakla birlikte 27.6.1986 tarihli müteakip oturumdan önce 16.6.1986 tarihinde şahit listesini ibraz ve şahitler için takdir olunan ücretleri yatırmışlar. Gerçekten usulün 163. maddesine göre, hakim tayin ettiği müddetin kesin olduğuna da karar verebilir. Ancak, böyle durumlarda verilecek müddetin iddia ve savunmayı kısıtlanmıyacak ve delillerin toplanmasını engellemiyecek şekilde uygun bir süre olması gerekir. Ayrıca, kesin mehile riayet edilmemesi halinde doğacak sonuçları da kararda açıklanmamıştır. Bundan başka müteakip oturumlarda davacı tarafın itirazı ile karşılanmamıştır. Bu nedenlerle davalı tarafın gösterdiği şahitler dinlenmek gerekirken, şahitleri dinlemeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 21.5.1986 günlü ilk oturumda mahkemece (davalı vekiline de delillerini ibraz etmek üzere 10 günlük kesin süre verilmesine) karar vermiştir. Davalı 10 günlük kesin süre içinde ara kararı gereğini yerine getirmemiş, fakat takip eden 27.6.1986 günlü oturumdan evvel 16.6.1986 gününde şahit listesini vermiş ve ücretlerini yatırmıştır. HUMK.nun 163. maddesi gereğince kesin önel verilirken, bu sürenin uygun süre olmasına özen göstermek gerekir. Davada tanınan 10 günlük kesin süre yeterli bir süre sayılmaz. Buna rağmen davalı ikinci oturumdan önce de gereğini yerine getirmiştir.
O halde, davalı tarafın gösterdiği tanıklar dinlenmek gerekirken, dinlenmeden hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle direnme kararının BOZULMASINA, 11.11.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.