 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/332
K: 1987/765
T: 23.10.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.12.1986 gün 1201 - 1703 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 3.3.1987 gün ve 400-2607 sayılı ilamı: (..1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesi hizmet aktini "..kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusuyla sona erdirmesi.." halinde hizmet süresi kadar kıdem tazminatı verilmesini öngörmüştür. Bundan amaç aile birlik ve bütünlüğünü korumak, evliliğin yeni bir yaşama ve mutluluğa engel olmasına mani olmaktır. Böylece Medeni Kanunun evlilik müessesesine verdiği önemin İş Kanununa da yansıdığını görmekteyiz.
Öte yandan Türk Hukukunda değişik terimlerle ifade edilen "doğruluk ve güven kuralları" M.K.nun 2. maddesinde "hüsnüniyet kaideleri" terimi ile ifade edilmiştir. Buna göre; "herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifade hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir." Davacının 1971 yılında Ray Sigorta'da işe başladığı 16.2.1975 tarihinde evlendiği bu evlilikten 2'de çocuk sahibi olduğu ve 21.1.1985 tarihinde eşi aleyhine geçimsizlik nedenine dayanarak boşanma davası açtığı, eşin kabulü ve dinlenen davacı tanıklarının iddiayı doğrulayan beyanları üzerine 30.1.1985 tarihinde 47 gün evvel boşandığı eşiyle yeniden evlendiği ve bir gün sonrada 19.3.1985 tarihinde Ray Sigorta Şirketine dilekçe ile başvurarak evlenmesi nedeniyle şirketten "üzülerek ayrılmak zorunda" olduğunu bildirdiği anlaşılmıştır.
Boşandığı eşi ile yeniden evlenmiş olma halinde kadına kıdem tazminatı verilmeyeceğine dair kanunda bir hüküm yoksa da, 9 gün içinde boşanma ve 47 gün sonra da yeniden aynı eşle evlenme halini, iyiniyet kuralları ve Yasanın amacıyla bağdaştırmak mümkün olmasa gerek. Davacı yeni evliliğini aynı eşiyle yapmıştır. Bu eş ise davacı ile çalışırken evlenmiş ve on yıl süren çalışmasına da müsaade etmiştir. Yani evliliğin çalışmaya engel olmadığı belli olmuştur. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, aksine düşüncelerle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda...; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı kadın evlenmesi nedeniyle hizmet akdini feshettiğini iddia ile kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İş Kanununun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi hükmünce evlenen kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde hizmet akdini feshetmesi halinde kıdem tazminatı isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükmün yasaya ailenin korunması amacıyla getirildiği kuşkusuzdur. Olayda davacı davalının işyerinde 1971 yılında işe başlamış, 16.2.1975 tarihinde evlenmiş bu evlilikten iki çocukları olmuştur. Davacı eşi olan kocası aleyhine 21.1.1985 gününde geçimsizlik sebebi ile boşanma davası açmış, davalının kabulü ile 30.1.1985'te boşanmaya karar verilmiş; taraflar temyiz yoluna başvurmayacaklarını bildirmişler ve aynı gün kesinleşme şerhi verilmiştir. Bundan 47 gün sonra davacı boşandığı eşiyle tekrar evlenmiş, bir gün sonra da evlenmesi sebebiyle hizmet sözleşmesini bozmuştur.
Evlenme, boşanma, aynı eşle veya başka biriyle yeniden evlenme Anayasal birer haktır. İş Kanununun 14. maddesi ile getirilen kuralda az önce de değinildiği üzere ailenin korunması amacıyla getirilmiştir. Ancak 14. maddenin daha önce evli olarak çalışmakta bulunanlara hizmet sözleşmesini kıdem tazminatına müstahak olacak yolda bozma hakkı vermediği de dikkate alındığında davacının M.K. 2. maddesine tamamen aykırı davranışının yasal himaye altında bulunmadığının kabulü gerekir. Bizzat davacı ailede evlilik birliğini bozma yolunu seçmiştir. Bu nedenlerle mahkemece, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 23.10.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.