Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/2-285
K: 1987/365
T: 13.5.1987
  • KOCANIN SADAKATSİZLİĞİ
  • SADAKATSİZLİK
  • BOŞANMA SEBEPLERİ
743/m.151
DAVA VE KARAR : Davacının evli iken başkaları ile ilişki kurduğu ve bu arada ilişkide bulunduğu kızları iğfal ettiği, arkasından cezai takipten kurtulmak için eşlerini boşadığı, bunu adet haline getirdiği, ayrıca evvelce boşadığı karıları ve davalı ile karı-koca hayatına devam etmek istediği anlaşılmıştır.
Bu onursuz yaşam biçimini kabul etmeyen davalının, boşanma isteğine karşı koyması ve muhatap olduğu böylesine haksız ve acımasız muamelenin etkisi ile davacıya karşı incitici sözlerde bulunması ağır kusur teşkil etmez.
Mahkemece, davacının ağır ve affedilmez kusuru hiçe sayılarak üstelik davalının daha fazla kusurlu görülmüş olması delillerin takdirindeki yanılgıyı açıkça göstermektedir.
Boşanma kararında "eski davalar sebebiyle tarafların yüz-göz olması", "aile birliğinin topluma yararlı olmaması" gibi Medeni Kanunda yer almayan hususlara dayanılması isabetsizdir.
Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.3.1985 gün ve 1984/168 - 1985/48 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
( ... Medeni Kanunun 151/son maddesi gereğince karı-koca birbirine sadakat ve müzaheretle ( yardımla ) mükelleftir. Buna göre eşlerin en başta gelen aile görevinin sadakat olduğunda kuşku yoktur. Bu görev Türk toplumu dışındaki, tek kadınla evliliği kabul eden diğer toplumların kanunlarında da yer alan bir kuraldır. Kaynağı ise değer yargısıdır. Devletin çekirdeğini oluşturan aile düzeni, asırlarca bireylerin genelde bu kurallara uymasıyla sağlanmıştır. Onun içindir ki çocunluğu sadakatsiz bireylerden oluşan ailelere dayanan uygar bir toplumda kamu düzeninin sağlıklı oluşundan söz edilemez. Bir başka anlatımla, eşin sadakatsiz tutum ve davranışları bu olayda doğrudan etkilenen aile bireyleri kadar kamu düzenine aykırı olduğu için dolaylı olarak ve etkin bir biçimde toplumu da ilgilendirir. Tüm ailelerde eşlerden birinin diğerine karşı incitici sözde bulunması sadece bu sözü muhatap olan eşi ilgilendirirken eşlerden birinin sadakatsiz tutumu aile boyutlarını aşarak toplumun tümüne karşı yapılmış olumsuz bir davranış niteliği kazanır.
Dosyaya toplanan delillerden, davacının evli iken başkaları ile ilişki kurduğu ve bu arada ilişkide bulunduğu kızları iğfal ettiği, arkasından da cezai takipten kurtulmak için eşlerini boşadığı ve bunu adet haline getirdiği, son olarak da davalı ile evli iken yine başka birinin kızlığını bozarak tutuklandığı anlaşılmıştır. Ayrıca anlışılmıştır ki, davacı iğfal ettiği kızlarla evlenmek istemekle beraber evvelce boşadığı karıları ve davalı ile karı-koca hayatına devam etmek istemiş, davalı ise kendisi için onursuz olan bu yaşam biçimini kabul etmeyerek davacının boşanma isteğine karşı koymuştur. Ekonomik, bağımsızlığı olmayan davalının, maruz kaldığı olaylar karşısında duyacağı acı ve endişeyi tahmin etmek zor değildir. Onun için böylesine haksız ve acımasız bir muameleye muhatap olan davalıdan her zaman sağlıklı bir davranış beklenemez. Bu nedenle de davacının kendisinin ve ailesinin toplum içindeki saygınlığını yitirecek şekilde gazeteye resimleri ile birlikte manşet olması ve bu çeşit ilişkilerini değer yargılarını hiçe sayarak sürdürmek istemesi karşısında davalının incitici sözde bulunmuş olmasını hoşgörü ile karşılamak icap eder. Zira bazı davacı tanıklarının ifade ettikleri gibi davalı incitici sözlerde bulunmuş olsa bile, bunun meydana gelen olaylar karşısında duyulan acı ve gelecek endişesi ile söylenmiş tepki niteliğinden öteye geçmeyen sözler olarak kabulü gerekir. İçinde bulunduğu durum nedeni ile kusurlu duruma düşmemek ya da düşürülmemek için kocasını tanıdığı kimseleri bile eve yalnız almaktan çekinmek sureti ile davranışlarına olabildiğince dikkat eden davalının, bazı davacı tanıklarının ifade ettiği gibi, çirkin sözlerde bulunması akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Nitekim bu tanıklardan hemen sonra davacının eve gelmesi rastlantı olamaz. Onun için bu tanıkların beyanları inandırıcı olmaktan uzak ve hatta davalının sarfettiği sözler açısından da tutarsız olmakla hükmü esas alınamaz.
Mahkemece, davacının bu ağır ve affedilmez kusuru hiçe sayılarak üstelik davalının daha fazla kusurlu görülmüş olması delillerin takdirindeki yanılgıyı açıkça göstermektedir. Her dava iddia olunan zaman sınırları içindeki olaylara göre değerlendirilir. Oysa mahkemece önceki davadaki muhalefet şerhi benimsenerek karara gerekçe yapılmıştır. Eski kararda ısrar edilmesi gerekirken, bozmaya uyulmuş olmasına rağmen sonradan açılan işbu davada önceki kararın muhalefet şerhine dayanılmasındaki hukuka aykırı değerlendirmenin kanuna uygunluğu kabul edilemez.
Medeni Kanunun saymadığı hususlara dayanılması da kanuna aykırıdır. Şöyle ki; taraflar arasındaki eski davalar sebebiyle tarafların yüz-göz olma hali boşanma sebebi sayılmıştır. Keza, Medeni Kanunda aile birliğinin topluma yararlı olup olmaması bir boşanma sebebi olarak kabul edilmediği halde boşanmaya gerekçe yapılması Usul ve Kanun'a aykırıdır.
Diğer taraftan babanın, nikahlı ve nikahsız olan kadınlarla birlikte yaşarken ve her gün eskisine, yenisini ekleyerek yaşamını sürdürürken bu hali ile çocuklarına ve annelerine ne kadar acı verdiği ve bu acının onlar üzerindeki olumsuz etkileri görmezlikten gelinerek baba tarafından yaratılan olayların hoşgörü ile karşılanması Türk Aile Hukuku ilkelerine ters düşer niteliktedir. Bu durumda, çocukların hayırsız bir evlat olarak yetişeceği sonucuna varılmasındaki mantığı da anlamak mümkün olmamıştır. Onun için gerçekleşen olaylar karşısında, kimin çocuklarına daha kötü örnek olduğu ve olacağı, başka bir anlatımla, çocuklar hayırsız evlat olacaklarsa anne ve babadan hangisini örnek alacağı hususu açık bir şekilde ortada iken bu yönün tersine yorumlanarak bir boşanma sebebi sayılması da Usul ve Kanun'a aykırıdır. Bu itibarla davacının sabit olan ağır kusuru nedeni ile dava açmağa haklı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek olaya uymayan sebep ve düşüncelerle tarafların boşanmalarına karar verilmesi Usul ve Kanun'a aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılık iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini